
İlaçlama Hizmetleri
İlaçlama hizmetlerimiz, yaşam alanlarınızı zararlı haşere ve böceklerden arındırmak için güvenilir ve etkili çözümler sunar. Sağlığınızı ve çevrenizi koruma önceliğimizle, profesyonel ekip ve çevre dostu yöntemler kullanarak sürdürülebilir bir yaşam alanı sağlıyoruz.

TAHTA KURUSU
Tahta Kurusu (Heteroptera) Yarım Kanatlı Ailesinden. Ülkemizde Görülen Cinsi Cimex Lectularius Cinsidir. Erişkin Olanları 4-5 MM. Boyundadır. Tahta Kuruları Oval Biçimde Kan Emici Oldukları İçin Kırmızı Renkte Görünürler.
TAHTA KURUSU NASIL BESLENİR
Tahta Kuruları Kan İle Beslenirler Genelde Hayvan Kanı, İnsanların Olduğu Ortamlarda İse Bizim Kanımızla Beslenirler, Tahta Kurusu Bir Kere Emdiğinde Yaklaşık Bir Yıl Daha Beslenmeden Yaşayabilir. Çok Dayanıklı Hayvanlardır.
TAHTA KURULARI NASIL ÜRER
Tahta Kuruları Günde Bir İla Beş Yumurta Bırakabilirler. Ömürleri Boyunca İki yüz İla Beş yüz Kere Yumurtlayabilirler. Sıcaklık Seviyesi ve Bulundukları Ortam Müsait liginde Üç yüz Gün Yaşayabilirler.
TAHTA KURULARI NASIL TESPİT EDİLİR
Tahta Kuruları Elma Çekirdeği Boyutlarındadır Gözle Görülebilir. Büyüdükçe Kabuklarını Dökerler Bu Kabuklar Oldukça Belirgindir. Etrafa Koyu Kahverengi Dıçkı Bırakırlar, Genelde Yatak Fitillerine, Duvarlara, Başka Bir Belirtisi Isırıklarıdır Hafif Kızarıklar Bırakırlar Özellikle Geceleri Aktif Oldukları İçin Uyurken Rahatsız Ederler.
TAHTA KURUSUNDAN NASIL KURTULUCAZ
Tahta Kuruları Fark edildiği Vakit Derhal Yatak Odamızdaki Yataklarımızın Fitillerini Sert Bir Fırça İle Temizlemeli Eğer Mümkünse Yatak Buharlı Makine İle Yıkanmalıdır. Yatak Çarşafları Yüksek Isıda Yıkanmalıdır. Tahta Kurusu Öyle Dayanıklı Canlıdır ki Kurtulması Çok Kolay Değildir. Temizlik Yapılırken Mutlaka Profesyonel İlaçlama Firması İle Birlikte Yapmanızda Fayda Vardır.
HAMAM BÖCEĞİ İLAÇLAMASI
Hamam Böcekleri Evlerimiz, İşyerlerimiz Başlıca Olmasını İtemediğimiz İğriltici Hayvanlardır. Dilerseniz Biraz Tanıyalım.
AMERİKAN HAMAM BÖCEĞİ
Amerikan Hamam Böceği Biyolojisi; Erginleri ortalama 2-3 cm boyunda kanatlı kırmızımsı kahve renginde en büyük hamam böceği türüdür. Bütün insanların yediği ve yemediği her şeyi yerler, kağıda kadar. İçinde 14–16 yumurta bulunan paket yaparak her mevsim ürerler. Genelde toplu koloniler halinde yaşarlar, 15 ay kadar ömrü vardır. Nemli, sıcak ve pis yerleri severler kanalizasyon, kazan dairesi, depo, bodrum, toprak altı galerileri ambalaj içleri gibi yerleri istila ederler. Genelde endüstriyel işletmelerde çok görülürler.
AMERİKAN HAMAM BÖCEĞİNİN BULAŞTIRABİLECEĞİ HASTALIKLAR
Dizanteri, Gıda zehirlenmeleri, Verem, Gastroenteritis, Antrax, Pnomoni, Hepatit, Mantar hastalıkları, Astım, Allerjik Reaksiyon gibi çeşitli hastalık mikroplarını taşır ve bulaştırırlar.
Kontrol Önlemleri; Yaşadığı ortam ve yerlerin iyi araştırılması ve profesyonel bir servis tarafından mücadelesi gerekir. Kalıcı etkili ensektisit kullanılır, koli ve malzemeyle de gelebilir, dikkat etmek gerekir.
Hamam böceği, binlerce türe sahip olan omurgasız böcekler grubundan küçük yapılı ve çok pis canlılardır. Dayanıklı vücut yapısına sahip olmaları nedeni ile birçok iklim şartlarına dayanıklıdırlar. Bu nedenle dünyanın birçok bölgesinde görülebilirler. Hamam böceklerinin vücutlarının üzerinde kitin adı verilen bir madde bu zararlı böcekleri tehlikelere karşı korur. Yaklaşık 5000 kadar hamam böceği türü yaşamaktadır. Hamam böcekleri yiyeceklerin olduğu yada yiyecek madde üretimi yapan her mekanda görülürler. Kanatları olan hamam böceği haşereleri uçamazlar. Ayakları çok güçlü olan hamam böcekleri saatlerce yorulmadan yürüyebilirler. Hamam böcekleri ışık olan yerlerde ve gündüzleri görülmezler, daha çok karanlık ortamlarda ve geceleri aktif olurlar. Kanalizayon sistemleri başta olmak üzere çöplüklerde, hayvan leşleri üzerinde ve her türlü pis mekanlarda yaşayan hamam böcekleri çok pis canlılar olup, bünyelerinde birçok mikrobu taşırlar. Bu pis alanlardan insanların yaşam alanlarına yönelen hamam böceği türleri, mekan içlerinde insanların yiyecek maddeleri üzerinde gezerek hastalık bulaştırırlar.
HAMAM BÖCEKLERİNİN GENELİNİN YAYDIĞI HASTALIKLAR
Hamam böceklerinin insanlara bulaştırdıkları hastalıklardan bazıları; grip, astım, dizanteri, verem, phonomi, hepatit ve alerjik hastalıklardır. Ev içine giren hamam böcekleri mutfak, kiler, lavabo ve tuvalet gibi bölgelere yerleşerek zamanla bütün mekana yayılırlar. Haşerelere grupları arasında en hızlı üreyen böcekler olan hamam böcekleri ile bilinçsizce mücadele etmek olumlu sonuç vermez. Çünkü hamam böcekleri yumurtalarını sırtında taşır ve gezdikleri yerlere sürekli yumurta bırakırlar. Hamam böceği yumurtalarını göz ile görmek mümkün değildir. Halk arasında hamam böceklerine, karafatma, kara böcek, kakalak, oryantal hamam böceği, alman hamam böceği, amerikan hamam böceği’de denir. Hamam böceklerinden kurtulmak için, profesyonel ilaçlama şirketlerinden destek alınmalıdır. Hamam böceği ilaçlama şirketleri tarafından uygulanan ilaçlama uygulamaları ile hamam böcekleri yok edelir. Okka Group Haşere kontrol Hizmetleri şirketimiz tarafından kullanılan hamam böceği ilaçları çok etkili ilaçlar olup, ziraat mühendislerimiz tarafından hazırlanmaktadır.
ALMAN HAMAM BÖCEĞİ
Alman Hamam Böceği, Tüm hamam böcekleri arasında en hızlı üreme özelliğine sahip olan Alman hamam böcekleri 1.5 cm ile 3 cm arasında boy uzunluğuna sahiptir. Genellikle kahverengimsi sarı renktedir. Sırtında iki çizgi halinde sarı izler vardır. Diğer hamam böcekleri gibi oldukça geniş bir yaşam alanına sahip Alman hamam böcekleri türünün özelliklerine bağlı olarak nemli ve ılıman yerlerde yaşarlar.
Eklem bacaklılar familyasına ait olan Alman hamam böcekleri yılda yalnızca bir kez çiftleşir ancak bu çifleşmeden çok sayıda yavru dünyaya gelir. Yavruların kuluçka süresi yaklaşık yirmi gündür bu nedenle oldukça hızlı çoğalırlar. Dişi Alman hamam böceği yumurtalarını duvar çatlaklarına, parke altlarına, petek aralarına, duvar diplerine yani kuytu olarak sayılabilecek her yere bırakabilirler.
Dişi Alman hamam böceği erkeğine göre biraz daha büyüktür. Kanatları vardır ve kısa mesafelerde uçabilirler. Her dişi hamam böceği tek seferde yirmi ile elli arasında yumurta bırakır ve yumurtalar oldukça hızlı gelişerek yaklaşık kırk gün içinde erişkin hale gelirler. Tek başına bir Alman hamam böceği bir yıl içinde 35.000 adet yumurta bırakabilmektedir. Alman hamam böceklerinde toplam yaşam döngüsü ise bir yıldır.
ALMAN HAMAM BÖCEĞİ BESLENMESİ
Yaşam alanı olarak evleri, mutfakları, kafe ve lokantaları, gemi ve gemi odalarını, elektronik cihaz motorlarını, gıda depolarını ve duvar çatlaklarını tercih ederler.
Genellikle beslenme için geceyi beklerler. Her türlü yemek, içecek ve ölmüş haşere ile beslenirler. Ayrıca beslenmesini tamamlamış olan hamam böceği arkasında dışkı ve salgı bırakarak diğer böceklerin beslenmesine ve yuvalarının yerlerinin saptanmasına yardımcı olurlar.
Diğer türlerde olduğu gibi Alman hamam böceğinin de beyni ayaklarında yer almaktadır. Bu nedenle başı koparılan bir hamam böceği bu şekilde iki haftaya kadar yaşayabilir ancak ağzı olmadığı için beslenemez ve ölür. İnsanlara göre oldukça dayanıklı yapıya sahip olan hamam böcekleri bir ay hiçbir şey yemeden aktif halde yaşayabilirler. Radyo aktif ışınlara insanlara göre 6 ile 15 kat daha dayanıklıdırlar.
Gruplar halinde yaşayan Alman hamam böcekleri ılıman ve nemli olan her türlü bölgeye kolaylıkla uyum sağlamaktadır. Dünya üzerinde 300 bin yıldır yaşamını sürdürebilen bu böcek türü birçok hastalık için de taşıyıcılık görevi üstlenmektedir. Özellikle verem, tifo, kolera ve mantar hastalıklarının yayılmasında oldukça etkilidirler. Ayrıca gıda zehirlenmesi büyük oranla bu böcekler yüzünden yaşanmaktadır. Bu neden ile böceklerin gece ortaya çıktığı gerçeği göz önünde bulundurularak açıkta yemek ve gıda maddesi bırakılmamalı, çöpler evlerin içinde biriktirilmemeli ve düzenli olarak her yıl böcek ilaçlaması yapılmalıdır.
HAMAM BÖCEĞİNDEN NASIL KURTULURUZ
Hamam Böcekleri Her Bir Cinsi Birbirinden Farklıdır, Her Cins Hamam Böceği Farklı Yerlerde Yaşarlar Bu Sebeple İlaçlanacakları Yer ve Kullanılan Kimyasallar Farklıdır. Örnek Vermek Gerekirse, Ülkemizde Düz Siyah Renkli Olanlar Logarda, Düz Kahverengi Olanlar Mutfak ve Banyolarda, Kahverengi Çizgili Olanları Odalarımızda, Kızılımsı Amerikan Böceği Sığınak Depo Kömürlüklerde Gibi Açıklayabiliriz. Doğru Zamanda Doğru İlaçlarla ve Doğru Yelere Yapacağımız İlaçlama Bizi Bu Sorundan Kurtaracaktır.


TERMİT İLAÇLAMA HİZMETİ
Termitler (İsoptera) Ait İkibine Yakın Böcek Türünün Ortak Adıdır. Termitler Tropikal İklimleri tercih Ederler, Toplu Halde Yaşarlar Kör ve Sağırdırlar Yuvalarında Milyonlarca Erişmiş Bireyler Bulunur. Kraliçe Termit 3 Saniyede Yumurtlar, Kraliçe ve Kral termit Ayrı Bölümde Yaşarlar Termitlerin Kanatsız Olanları İşçi Termitlerdir İşçi Termitler Yuvanın Korumasını ve Besinini Sağlar Termitler Otçuldur, Genelde Yaşam Alanı Olarak Ahşap Yapıları Tercih Ederler Büyük Bir Ahşap Yapıyı Bile Yok Edebilirler. Termitler Selilözlü Ağaç Özünü Severler Bu Sebeple Bu Ağaçlar İlgisini Çeker. Termitler 50 Yıla Kadar Yaşayabilirler, Termitler İçin Yanlış Bilinen Şey, Karıncalarla Alakası Yoktur. Selüloz maddesini sindirmek için barsaklarında yaşayan, selüloz parçalayıcı bazı bakteri ve flagellatlardan (kamçılı bir hücreli organizmalar) bulunur. Eğer bakteri ve flagellatlardan arındırılırlarsa besinleri sindiremiyeceklerinden açlıktan ölürler. Sindirim olayı için mantar yetiştiren türler de vardır. Bunlar besinlerini, bu bahçelerde yetiştirdikleri mantarlardan faydalanarak sindirirler.
Bir termit ailesinde bir kral, bir kraliçe, 150 bin eşeyli termit, 350 bin asker ve 500 bin kadar işçi bulunur. İşçi ve askerler belli bazı besinlerin etkisiyle cinsiyetlerini kaybetmişlerdir. Kralın vazifesi belli aralıklarla kraliçeyi döllemektir. Kraliçenin yumurta dolu karnı o kadar büyür ki, 20-30 cm’lik boya ve 10-15 cm’lik ene ulaşır. Günde 4-5 bin yumurta bırakır. Yılda ortalama 1,5 milyon yumurta yapabilir. Kral ve kraliçe 50 yıl kadar yaşayabilirler.
İşçiler ve askerler kanatsızdır. Askerler iyi göremezler. İşçilerin de büyük bölümünde göz yoktur. Termitler ışık ve kuraklıktan çekinirler, ancak serin ve nemli havalarda eşleşme uçuşuna çıkarlar. Değişik boyda olan işçilerin görevi yuvayı kurmak, onarmak, yiyecek temini, toprak derinliklerinden su çekmek, yumurta ve larvalara bakmak, kral, kraliçe ve askerleri beslemektir. Askerler, işçilerden daha iridir. Baş önünde iri, makasa benzer bir çift iri mandibula bulunur, bu kıskaçlar savunma görevi yaparlar.
Bazı askerlerin silahı,püskürttükleri reçineden oluşan yapıştrıcı bir sıvıdır. Kafa yapıları bakımından kendilerini besleyemediklerinden, işçiler tarafından beslenirler. Yapıştrıcı salgıların,ı yuvanın malzemelerinin yapıştırılmasında da kullanırlar.Yuvanın nüfusu çok arttığında, üreyici erkek ve dişiler yuvadan çıkarak,çiftleşme uçuşu yaparlar. Bu kısa uçuştan sonra yere inerek, kanatlarını koparırlar. Eşleşen her erkek ve dişi çifti, yeni koloniyi kurmak için yuvadan ayrılırlar.
Doğadaki mimarlar arasında termitlerin yeri tartışılmazdır. Görünüş olarak karıncalara çok benzeyen bir böcek türü olan termitler, topraktan yaptıkları görkemli yuvalarda yaşarlar. Yuvanın yapı malzemesi işçilerin salyalarını toprakla karıştırarak yaptıkları, sert ve dayanıklı bir harçtır. Termitlerin yapı sanatının en olağanüstü özelliği ise, koloniye düzenli hava ve şaşılacak bir sabitlikte ısı ve nem sağlamasıdır. Topraktan yaptıkları gökdelenlerin kalın ve sert duvarları, yuvanın iç kısmının dışarıdaki sıcaktan uzak tutulmasına yarar. Hava çevirimi için yuvanın iç duvarları boyunca uzanan özel koridorlar yaparlar. Diğer taraftan gözenekler havayı sürekli filtre eder.
Orta boydaki bir yuvanın sakinlerinin ihtiyaç duyduğu oksijen için, her gün 1500 lt hava gereklidir. Eğer bu hava doğrudan doğruya içeri alınırsa, yuvada oluşan ısı, termitler için son derece tehlikeli boyutlara çıkacaktır. Ancak termitler başlarına geleceği biliyormuşçasına bunun tedbirini almışlardır. Aşırı ısınmaya karşı yuvanın altına nemli mahzenler yaparlar.Gökdelenin kalın duvarları ise içerdeki nemin korunmasına yardımcı olur. Büyük Sahra Çölün‘de yaşayan türler ise zemininin 40 metre kadar aşağısına bir su cetveli kazıp, yukarıdaki yuvaya suyun buharlaşarak ulaşmasını sağlarlar.
Kısacası Termitler Ülkemize Pek Görülmeyen Canlılardır.
KARINCA İLAÇLAMA ÇÖZÜM ORTAĞINIZ
Karınca, dünyanın her yerinde yaşayan ve dünyanın en kalabalık yaşayan canlısıdır. Küçük yapılı olan karıncalar, dünyanın en çalışkan canlılarıdır. Ortalama bir karıncanın boyu 2–4 mm arasındadır ve yüzlerce türü bulunur. Karıncaların vücutları 3 bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümler baş, göğüs ve karın şeklindedir. Koloniler halinde toplu halde yaşayan karıncaların, koloniler içinde kendilerine has özellikleri vardır.
Türlerinde göre renkleri de değişen karıncaların birçok rengi bulunmaktadır. En çok kırmızı, kahve ve siyah renklerde olan karıncalar, ev içlerinde en çok görülen canlılardır. İç ve dış mekânlarda her yerde görülen karıncalar, özellikle ağaçların üzerinde ve toprak içlerine açtıkları yuvalarında yaşarlar. Dünyanın en kalabalık yaşayan canlıları olan karıncalar, toprak içlerine açtıkları oyuklarda yaşarlar.
Karıncalar buldukları yiyecekleri toplu halde yuvalarına taşırlar ve hem beslenip hem de yiyecekleri stoklarlar. Aynı zamanda dünyanın en çalışkan canlıları olan karıncalar, günün 20 saatten fazlasını çalışarak geçirirler. Ev içinde karıncalar en çok evin mutfak bölümünde ve kiler bölümünde görülseler de aslında evin tüm bölümlerinde görülürler. Karıncalar insanların besin kaynağı olarak kullandığı birçok gıda ürünü ile beslenme sağlarlar. Genellikle ev içlerinde yerlere dökülen yiyecek kırıntıları ile beslenme sağlarlar. Bazı karıncalar ile küçük böceklerin leşleri ile de beslenme sağlayabilirler. Şekerli gıdaları seven karıncalar, kendi ağırlıklarının 50 katı kadarını kaldırabilir.
Karıncalardan kurtulmak için, eczane ya da marketlerden alınan karınca ilaçları başarı sağlamak mümkün değildir. Karınca ilaçlaması, ilaçlama firmaları tarafında kullanılan ve özel olarak hazırlanan ilaçlar ile yapılır ve ancak bu uygulama ile başarı sağlanır. Karınca ilaçlamasında sıvı ve tebeşir tarzı ilaçlar en çok tercih edilen ilaçlar olup, ayrıca tebeşir ilacının uygulanmasında mekânınızı terk etmenize de gerek yoktur. Okka Grup ilaçlama şirketimizi arayarak, karınca ilaçlaması talebinde bulunmanız halinde sizlerin karıncalardan kurtulmanıza yardımcı olunacaktır. Okka Grup Haşere Kontrol Hizmetleri Sağlık Bakanlığı Onaylı bir ilaçlama şirketidir.
KARINCA İLAÇLAMA NASIL YAPILIR
2-4 mm büyüklüğünde siyahtan kahverengiye, kırmızıdan siyaha kadar renklerde bir çok karınca türü vardır. Kanatlı karınca türü ise 5-8 mm uzunluğunda kahverengi olup iki adet uzun kanadı vardır. Yuvalarını su ve yiyecek kaynaklarına yakın yaparlar ve rotaları da bu eksendedir. Ev içinde görülenler genelde işçi karıncaların yiyecek aramalarından kaynaklanır. Süpürgelikler ile çatlaklarda, deliklerde, saksı içlerinde yuvalanırlar. Koloniler halinde yaşarlar. "Salmonellosis ve staphilacoc enfeksiyonlarına sebep olurlar."
KARINCA KONTROL ÖNLEMLERİ
Yürüyüş rotalarını izleyip yuvaları bulunmalı ve burada tedbir alınmalıdır. Piyasadaki hazır pestisitler ve yemler kullanılabilir fakat popülasyon tam olarak hedef alınmadığı için başarı şansı azdır. Ferdi mücadele hem zaman hemde ekonomik kayba neden olur. Profesyonel uygulayıcıya başvurulmalıdır.
Bu tür böceklerle mücadelede öncelikle, Okka Grup Haşere Kontrol Hizmetleri gibi profesyonel uygulayıcı firmalar tarafından, böcekleri saklandıkları yerlerden çıkarıcı ürünler daha sonra da kalıcı ve uzun etkili ilaçlar ile uygulamaları yapılmalıdır. Kesin çözüm için profesyonel firmaya müracaat etmek, hem zaman kaybını, hemde daha ekonomik olarak sorundan kurtulmanızı sağlar.


FARE İLAÇLAMA
Fare? Tanıyalım
Fare, memeli hayvanlar grubunda incelenen elastik bir yapıya sahip kemirgen canlıdır. Elastik vücut yapıları sayesinde çok küçük deliklerden bile rahatlıkla geçebilirler. 4 tane güçlü ayakları olan fareler çok hızlı koşabilme yeteneğine sahiptir. Güçlü koku alma duyuları olan fareler, uzaklardan bile besinlerin kokusunu alırlar. Tüylü olan farelerin uzun kuyrukları vardır. Keskin ve güçlü diş yapısına sahip olan fare, çok sert maddeler olan plastik, tahta, duvar ve mermeri bile kemirebilirler. Yiyecek maddesinin olduğu her yerde fareye rastlamak mümkündür. Fareler türlerine farklı boy ve renklerde olup, farklı alanlarda yaşarlar. Farelerin insanlara olan tek yararı, laboratuvar ortamında kobay olarak kullanılmalarıdır. Fare ısırması sonucu insanlara veba salgının yanı sıra birçok hastalık bulaştırabilir. Türlerine göre farklı renklerde olan fareler, genellikle gri, boz, beyaz ve siyah renklidirler. Beslenmelerini türlerine göre otçul ve etçil şekilde sağlayan fareler, beslenmelerini yaşam alanlarında buldukları maddeler ile karşılarlar. Örnek olarak tarla faresi, tarla, bahçe ve ekili alanlarda yetiştirilen ürünler ile beslenme sağlarken ev faresi, fındık faresi, çatı faresi ve lağım faresi gibi fare türleri de dış mekânlarda buldukları yada dış mekanlardan ev içlerine girerek ev içlerinde buldukları yiyecekler ile beslenme sağlarlar. Eğer fareler ev içlerinde yiyecek maddesi bulamazlarsa ve çok açsalar o zaman tehlikeli olurlar ve insanları ısırabilirler. Geceleri uyku halinde olan insanları el ve ayak parmaklarından ısıran fareler, hem bu yolla doğrudan hem de insanların yiyecek maddelerinin üzerinde gezerek bıraktıkları mikropları ile insanlara hastalık bulaştırırlar. En çok yiyecek maddelerinin bol olduğu, pastane, fırın, lokanta, kiler, restoran, kantin ve evlerde sıkça görülen fareler dışkılarını bu alanlarda üretilen yiyeceklerin üzerine bırakarak hastalık saçarlar. Fare ısırması ilk anda insanlar tarafından fark edilmez. Çünkü farelerin ağızlarında morfin etkisi veren bir sıvı vardır ve bu sıvıyı derinin üzerine bırakarak uyuştururlar. İnsanlar ancak uyandıklarında ya da yarayı gördüklerinde fare ısırığını hissederler. Fareler çok fazla ve çok sayıda üreyen canlılardır. Bir fare yılda 4 – 5 kere ürerken, her üremelerinde yaklaşık 15 civarında yavru yaparlar. Fare mücadelesi zor bir canlıdır bu nedenle profesyonel destek almak gereklidir. Fare ilaçlama şirketlerinin kullanmış oldukları etkili fare ilaçları ve farklı fare yakalama yöntemleri ile farelerden kurtulmak mümkün olmaktadır. Okka Grup Fare İlaçlama Hizmetleri şirketimiz müşterilerinin istediği gün ve saatte fare ilaçlama ve tüm kemirgen türlerinin ilaçlanmasında ekonomik fiyatlarla hizmet vermektedir
Fare Türleri
Ev Faresi yapı olarak çok küçük hayvanlardır. Bunların boy ve yapıları yaşadığı iklim koşuluna ve beslenmesine bağlı olarak değişir. Ev fareleri küçük yapılı olup genellikle boyları 10cm geçmez. Sıcak havalarda evlerin içleri pek gelmeyen fakat kış aylarında ve soğuk havalarda ev ortamına yerleşerek insanların besinine ortak olan hayvanlardır. Ev fareleri besin olarak evde buldukları her türlü besinleri yerler. Ev fareleri evdeki hem bitkisel gıdaları yerler hem de hayvansal gıdaların hepsini kullanırlar. Bazen evdeki deri elbiseleri kemirirler bazen de evdeki börtü böcek dediğimiz ufak böcekleri yerler. Yani açıkta bırakılan her türlü maddeleri besin olarak tüketirler. Hatta evdeki sabunları, diş macunları ve hayvansal ürünlerden yapılan her türlü eşyaları kemirerek yerler.
Ev fareleri iyi beslendiğinde 2 ayda bir yavru doğurur ve her defasında 10 -12 kadar yavru doğururlar. Ev fareleri yavrularını büyük bir titizlikle süt ile beslerler ve 2 – 3 ay içinde yavrular erginleşir.
Fareler insanlara en çok hastalık bulaştıran hayvanlardır. Fare çeşitleri arasında insana en çok ev faresi hastalık bulaştırır. Çünkü insanların yaşam alanlarında en çok ev faresi bulunur.
Ayrıca ev faresi olarak adlandırılan ve insanlar tarafından evlerde beslenen fare çeşitleri de vardır. Özellikle en çok beslenen fare türü hamster denen fare türüdür. Birçok insan bu fareleri evlerde hobi olarak beslerler. Amerika ve Avrupa ülkelerin de hamster denilen fareler insanlar tarafından yenilir ve bunlar için özel yetiştirme yerleri vardır.
Hatta bu fareler Amerika da ve Avrupa da hamburger hamburger salonlarında zevkle tüketirler.Ev fareleri ile mücadele etmek ve ev faresi ilaçlamak çok önemlidir. Çünkü insana bulaşan en tehlikeli hastalıklar fareler ile olmaktadır. Evde ve yaşam alanınızda fare gördüğünüzde mutlaka ilaçlama şirketlerinden ilaçlama desteği alın.
Lağım Faresi adından da anlaşıldığı gibi lağım sularında yaşayan ve lağım suları ile insanların yaşam alanlarına gelen bir fare türüdür. Lağım farelerin boy ve yapıları beslenmesine bağlı olarak değişmektedir. Genellikle boyları çok büyük olan bu fareler 30cm kadar olabilirler. Bu hayvanlar çok güçlü ve tehlikelidirler. Doğal afetlerde ve bazı bölgelerde toplu halde insanlara ve ekinlere saldırabilirler. Lağım fareleri yuvalarını pis su akarlarının yanına ve lağım borularının iç kısımlarına yaparlar. Lağım farelerin kolonileri çok kalabalıktır. Yılda 4 -5 defa yavru verirler ve her defasında 6 – 10 kadar yavru yaparlar.
Lağım faresi insanların yaşadığı yere besin bulmak için gelir. Bu fareler aç kaldıklarında insanlar uyurken insanların parmak, kulak, burun ve ağızlarını kemirerek yerler. Ağızlarındaki tükürükten dolayı insanlar bunları fark etmezler.
Lağım faresi ile bireysel mücadelede dikkatli olmak gerekir. Çünkü kendisine herhangi bir şekilde zarar veren insanlar olursa tırmalar ve dişleyebilir. Bu bakımdan mutlaka ilaçlanması gerekir.
Kör fareler insanların evlerinde değil de ekinlerinin arasında sıklıkla bulunan farelerdir. Kör fareler tamamen toprak altında yaşarlar ve gözleri derilerinin altına çekilmiş bir durumdadır. Tarla ve ekinlerin bulunduğu alanlarda toprakların diplerinde yuva yaparlar ve yumru gövdeli ekinleri yumrularını ve ekinlerin taze köklerini kemirerek yerler. Kör fareler sürekli toprağın altında oldukları için derileri çok hassas ve incedir. Bu bakımdan gündüzleri pek yüzeye çıkmazlar yani gün ışığını ve güneşi sevmezler. Daha çok beslenmesini gece yaparlar ve geceleri tarla yüzeyine çıkıp beslenirler. Kör fareler gündüzleri tarlalarda yuvasının üstüne toprak atıp dip kısmında dinlenirler. Kör fareler insanlara iki farklı şekilde zarar verir.
1.insanların besinlerini yerler ve besinleri kullanılmaz hale getirirler.
2.Kör fareler tarlalarda büyük oluklar açığı için ekinlerin sulanmasında büyük sıkıntılara sebep verir ve su alamayan ekinlerin kurumasına neden olurlar.
Kör fareyle mücadele için mutlaka ilaçlama şirketlerinden bilgi ve destek alın. Aksine kullanılan yanlış ilaç bitkilerin kurumasına neden olur.
Çatı faresi evlerin çatı ve bodrumunda sıklıkla bulunan bir fare türüdür. Yapı ve boy olarak ev faresinden büyük olan çatı fareleri lağım faresinden küçüktürler. Boyları beslenmesine bağlı olarak 20 – 25cm kadardır. Bu farelerin çok güçlü ayakları ve çok sert tırnakları vardır. Bu sayede binaların en üst katına kadar çıkabilirler. Çatı fareleri yılda 4 -5 defa çiftleşir ve yavrularlar her yavrulamada yaklaşık olarak 6 – 8 kadar yavru doğururlar.
Çatı fareleri yavrularını süt ile besler. Ve çatı faresi yavruları yaklaşık olarak 4 ayda erginliğe ulaşırlar. Çatı faresi genellikle evlerin bodrumda, kömürlüklerde bina boşluğunda, çöp yığınları arasında, samanlıklarda ve ev çatılarına yuva yaparak bu alanlarda yaşarlar.
Tarla faresi ismini yaşadığı yerden almıştır. Yapı ve boy olarak farklı bir yapıya sahiptirler. Genel olarak tarla faresinin boyu 16 -18cm kadardır. Tarla fareleri çok çabuk ve hızlı bir şekilde çoğalırlar. Tarla fareleri yılda altı defa yavru doğururlar ve her defasında 10 tane canlı yavru doğururlar. Tarla fareleri insana çok zarar veren bir haşeredir. Genellikle insanların besinlerini tükettikleri için insanlar tarafından hiç sevilmezler. Tarla faresi ekili alanlardaki sebze ve meyveleri büyük bir zevkle yerler ve ekinlerin tanelerini ve meyvelerini yuvasına taşıyarak ekinlere büyük zarar verirler.
Tarla faresi ekinleri kemirdiği için hem kurumasına neden olurlar hem de ekinlerin meyvelerini yiyerek ürünlerin verimini düşürürler.
Bu bakımdan farelerin yediği sebze ve meyvelerden insanlar tükettikleri zaman insanlar birçok mikrop alıp hastalık kapa bilir. Her açıdan düşündüğümüzde fareler insanlar için zararlı haşerelerdir.
Su faresi yapı ve şekil olarak çok farklıdır vücut uzun bir yapıda ve kıllı bir kuyruğu vardır. Su faresinin kuyruğu çok uzun ve kıllıdır. Parmak araları ise derili olup yüzmesini kolaylaştırmaktadır. Tıpkı ördek ayağı gibi ve suda mükemmel bir şekilde yüzerler
Gündüzleri her tarafta bulunurlar. Su dışında bitkisel beslenir ve taze otları, çiçekleri, bitki ve ot köklerini kemirerek yerler.
Su faresi suyun içinde bulduğu balık yavrularını, midyeleri, karidesleri ve kabuklu diğer küçük hayvanları yerler. Yuvasını kıyı kesimlerde toprağa ve sazlık kısımlara yaparlar. Su faresi yılda 2 defa ürer ve her üremede 5 – 6 tane yavru doğururlar.
Hasmterler yapı olarak diğer farelere benzese de aslında çok farklıdırlar. Bu farelerin genellikle sırtı kahverengi ve koyu renktedir. Hamster faresinin karın kısmı ve ayakları da çoğu türünde beyazdır. Fakat diğer renklerde olanlarda vardır. Bu fareler doğal ortamda sıcaklığı severler ve sıcak havalarda aktiftirler. Kış aylarında ve soğuk günlerde kış uykusuna yatarlar. Çiftleşmeleri ve yavrulamaları ortamın sıcaklığına bağlıdır. Çoğalmada çoğu zaman 6 – 10 kadar yavru doğururlar. Hamsterler yavrularını bazen yanlışlıkla yiyebilir ve bazen de sayısı fazla olduğunda birkaç tanesini boğabilirler.
Pamuk faresi yapı olarak değişik boy ve yapıdadır. Kuyrukları bedenine oranla kısadır ve kalın bir yapıdadır. Kulakları boyuna oranla kısa ve geniştir. Pamuk faresinin kılları sert kaba ve rengi de boz, sarımtırak ve siyah renklerde olabilmektedir.
Pamuk faresi beslenmesinde pamuksu kozaların tohumlarını ve taze bitki sürgülerini, taze çimleri ve hatta toprağı kazıp oradaki bitki köklerini dahi yerler. Pamuk faresi bunlar dışında yakaladıkları böcekleri, hayvan yumurtalarını ve küçük kabuklu hayvanlar ile karnını doyururlar. Pamuk faresi aynı zaman da pamuğu da yuvasına taşırlar ve bu taşıma esnasında pamuğu etrafa saçarlar. Zaten ismini de buradan alırlar. Pamuk faresi çok hızlı bir şekilde ürer ve çoğalırlar. Bu fareler her defasında 4 – 8 arası yavru yaparlar ve doğumdan sonra 1 günü dolmadan dahi yeniden çiftleşirler ve yaklaşık olarak 1 ay içinde dişi fare tekrar doğum yapar.
Kanguru faresi yapı ve şekil olarak fareye benzediği için bu isim ile anılırlar.
Bu farelerin ön ayakları çok kısa arka ayakları ise uzundur. Hareketlerini bu ayakları ile zıplayarak yaparlar. Kuyrukları oldukça uzun olan bu farelerin kulakları oldukça büyük yapı olup tavşanın kulağına benzer. Bu fareler bağlar ve bahçelerdeki sebzelere ve meyvelere zarar verirler. Kanguru faresi geceleri aktif olup gündüzleri ise pasiftirler. Kanguru faresi insanlar arasında pek görülmediği için insanlar tarafından zararsız olarak bilinirler. Fakat öyle ki kanguru faresi yuvasında bazen 50kg kadar tahıl ve meyve biriktirirler. Kanguru faresi ilaçlaması mutlaka bu farelerin aktif olduğu zamanlar yapılmalı.
Farelerin neden olduğu bulaşıcı hastalıklar:
* Veba Hastalığı
* Humma Hastalığı
* Kuduz Hastalığı
* Fare Isırığı
* Tifüs Hastalığı
* Salmonella Virüsü
* Sodoko
* Grip
* Verem Mikrobu
* Bağırsak Enfeksiyonu
* Şap Hastalığı
* Parazit Hastalıkları
* Dizanteri
* Sıtma gibi birçok hastalıklara neden olmaktadır.
En çok görülebilen fare türleri:
* Lağım Faresi
* Çatı Faresi
* Tarla Faresi
* Ev Faresi
* Fındık Faresi
* Orman Faresi
* Pamuk Faresi
SİNEK İLAÇLAMA HİZMETİ
Sinekler, temiz veya kirli birçok alanda yaşarlar. Lağım, çöplük, bataklık gibi bölgelerde Sinek yuvalarına sıkça rastlanır. Bitki öz suyu, et gibi besinleri yiyerek beslenirler. Sinekler yumurtalarını dolaştıkları bölgelere bırakırlar. Sinekler 150-250 adet yumurta bırakırlar. Sinek yumurtaları aynı gün yumurtadan çıkarlar. Sinekler konduğu bölgeye bıraktıkları mikroplar nedeniyle hastalıklara sebep olurlar. 0.5-1 cm boyunda siyah gri renktedirler. Çöp ve gübre gibi nemli organik madde bulunan yerlere 100-150 tanesi yığın halinde yumurtalarını bırakır. Çıkan larvalar organik maddelerle beslenir ve sıcak havada ortalama 7-8 günde sinek olarak uçar. Çok çabuk ürerler.
SİNEK ÇÖZÜM MÜCADELESİ
Her türlü gıda ve çöp artıklarıyla beslenirler ve ortalama 3 km uçarak çevrede insanların yaşadığı her yeri istila ederler ve vücutlarında çok çeşitli hastalık mikropları taşıdığı için her dolaştığı şeye mikrobu bulaştırırlar. Zira her 5 dakikada bir gezdiği yerlere dışkı bırakırlar. Herhangi bir haşere ile mücadelede hedefteki haşerenin biyolojik özelliklerinin ve davranışlarının bilinmesi uygun mücadele yönteminin belirlenmesinde çok önemlidir. Sinek İlaçlamasında İstanbul da en etkili 2 yöntem şöyle sıralanabilir:
Kokusuz İlaçlama Yöntemi
Kokulu İlaçlama (ULV) Yöntemi


SİVRİSİNEK İLAÇLAMA
Sivrisinekler Yaz Aylarının Büyük Sorunudur. Sivrisinekler Bataklık, Nemli Toprak, Lağım Suları, Gübrelik Gibi Alanlara Lavra Bırakırlar, Lavralar Aynı Gün Çatlar, Sivri Sineklerin Erkeleri Meyve Suları Emerek Yaşayabilir Fakat Dişileri Üremek İçin Kan Emmeye İhtiyaç Duyarlar. Sivri Sineklerin Üç Evresi Vardır Lavra, Pupa, Erişkin Hal.
SİVRİSİNEKTEN KORUNMANIN YÖNTEMLERİ
Sivrisinekten Kurtulmak İçin Çevremizde Bulunan Bataklık, Çöp Birikintisi, Lağım Suyu Taşması, Gübrelik Gibi Alanlar Temizlenmelidir. Bazı Durumlarda Bu İmkansızdır Ormana Yakın Olmak Gibi, Bu Yüzden Yaz Aylarında Düzenli İlaçlanmalıdır.
SİVRİSİNEK İLAÇLAMASI
Sivrisinekten Kurtulmak İstiyorsak Mutlaka Sulak Olan Bölgeye Lavrasit Uygulaması Yapılmalıdır, Dışa Alana Ağaçlık Bölgeye Çalılıklara, Otluklara Atomizer Uygulaması Yapılmalıdır.
PİRE İLAÇLAMA
Pire, eklembacaklılar grubundan kan emerek beslenen küçük bir haşeredir. Pirelerin boyları ortalama 3–6 mm arasında değişir. Hareketini zıplayarak sağlayan ve kan emerek beslenen pireler, canlılar için oldukça zararlı canlılardır. Rengi çoğunlukla kahverengi ve kırmızı olan pire canlısı, üç evrede oluşumunu tamamlar.
Pirenin bu evreleri yumurta, larva ve pupa şeklindedir. Çok güçlü bir zıplama yeteneğine sahip olan pireler, yaklaşık 50cm dikey, 50cm de yatay olarak zıplayabilirler. Pire haşeresinin 6 tane bacağı vardır ve bu bacakların 4 tanesi ön 2 tanesi ise arka kısımlarında yer alır. Arka tarafta bulunan 2 bacağını zıplamak için kullanan pirelerin boynu yoktur.
Genellikle hayvanların üzerinde yaşayan pireler, üzerinde yaşadığı canlının adını alır. Sürekli canlılardan kan emerek beslenen pire haşereleri, çok esnek bir yapıya sahiptiler. Kendi ağırlıklarının 20 katı kadar kan emebilen pireler, çok çabuk çoğalıp, çok çabuk üreyen haşerelerdendir. Bir günde ortalama 50–60 yumurta bırakabilirler.
Pire yumurtaları uygun sıcaklıkta 8 saat içerisinde olgunlaşarak yumurtadan çıkar. Yumurtadan çıkan pire yavruları yaklaşık 15 gün içerisinde olgunlaşır ve kanını emebileceği köpek ve kedi gibi sıcakkanı olan canlılar ararlar. Pire zıplamasını şu şekilde gerçekleştirir. Pire zıplaması, pirenin vücudunda bulunan proteinler sayesinde gerçekleşir.
Pire sıçraması gerektiği anda, arka bacaklarını kasar. Arka bacaklarının üst tarafında bulunan proteinler sıkışır ve gergin bir yay şeklini alır. Pirenin bacaklarındaki enerji boşalır ve pire zıplaması gerçekleşmiş olur.
Pirelerin yaşayabilmeleri için sürekli kan emmeye ihtiyaçları vardır. Bu nedenle pireler hastalık taşıyan canlılardır. Hastalıklı bir canlıdan aldığı kanı, diğer canlıya bulaştıran pireler bu nedenle çok dikkat edilmesi gereken canlılarıdır. Pire ısırığı ilk anda insanlar tarafından fark edilmez. Bunun nedeni pireler deri üzerine ağızlarında salgıladıkları bir sıvı bırakırlar, bu sıvı derinin uyuşmasına neden olur. Böylece insanlar pire ısırığını hissetmezler.
Pire ısırması sonucu insanların derilerinde kızarıklık, kabarma ve şiddetli hissedilir. Pirelerden insanlara bulaşan hastalıklardan bazıları; humma, veba, dizanteri, tifüs ve çeşitli cilt hastalıkları ile alerjik hastalıklardır. Dünya üzerinde birçok çeşidi bulunan pire haşeresinin ortalama 2000 kadar ürü vardır.
Özellikle yaz aylarını dolayısıyla da sıcak havaları seven pire haşerelerinin en çok rastlanılan türleri; insan piresi, kedi piresi, köpek piresi, toz piresi, kar piresi, pamuk piresi, kül piresi, fare piresi, su piresi, ağaç piresi başta bulunmaktadır. Evde pire olmasının başlıca nedenleri arasında, ev içlerinde beslenen köpek ve kedi gibi evcil hayvanlardır. Bu nedenle evlerde beslediğimiz canlıların rutin temizliklerini yapıp, dışarıda yaşayan sahipsiz hayvanlar ile temas halinde olmamalarına dikkat edilmelidir.
Ya da dışarıdan ev içlerine sahipsiz canlıları temizliklerini yaptırmadan sokmamak gerekir. Pireler çok hızlı üreyen ve çok sayıda çoğalan pireler ile mücadele etmek güçtür. Bu nedenle pireden korunmak için bireysel olarak mücadele etmek etkili bir sonuç vermez. Pirelerden kurtulmak için mekânınıza pire ilaçlaması yaptırmanız gereklidir.
Fakat pire ilaçlaması yaptıracağınız ilaçlama şirketinin yasal olmasına ve profesyonel çalışıyor olmasına dikkat edilmelidir. Pire ilaçlama konusunda her türlü desteği, sektöründe lider, Sağlık Bakanlığı onaylı ve uzman ilaçlama ekibine sahip, Okka Group Haşere Kontrol Hizmetleri ilaçlama şirketimizden sağlayabilirsiniz.
PİRE İLAÇLAMASI
Pireler omurgasızlar grubunda olup eklem bacaklı sınıfı içinde incelenirler. Zoolojide siphoneptera (centocephalides) diye bilinir. Pirelerin farklı türleri bulunmaktadır. Pireler küçük, kanatsız haşereler olup beslenmelerinde mutlaka kana ihtiyaç duyarlar. Pireler konakçı olarak geniş bir kitle seçerler. Pire insanda olabildiği gibi hayvanlarda ve bitki kozalarında da bulunur. Pirenin boyu çok ufaktır genellikle 2 ile 10mm arasında değişir. Pire vücudu yanlardan basık yukarıya doğru uzanmaktadır. Pirenin derisi çok serttir ve bölmeler halindedir. Pire çok bedavacı bir haşere olup yaşamı boyunca parazit olarak sürekli başka canlı üzerinden beslenir. Pire konakçısını aynı zaman içinde birçok defa ısırabilir. Pire ısırması esnasında can yakıcı kaşındırıcı bir durum hasıl olur. Çünkü pire ısırdığında vücuttan kan emer ve pirenin vücudunda bulunan parazitler pire ağzı ile ısırılan yerden insana geçer.Pirelerin baş kısmı çok ufak fakat karın kısımları oldukça geniştir. Pire asla uçamaz çünkü pirenin kanatları yoktur. Buna karşı pirenin ayak yapısı çok güçlüdür. Pirenin ön ayakları kısa, arka ayakları ise kalın ve uzundur. Pire bu sayede çok uzak mesafelere kadar zıplayabilmektedir. Pire kendisine gelen tehlikeyi sezinlediği takdirde kendi boyunun 200-250 katı uzaklığa zıplayabilir. Pirelerin ayakuçlarında tırtıklı yapılar bulunur bu tırtıklar ile konakçısına rahatlıkla tutunurlar. Pirelerin yumurtlama olgunluğuna ulaşması için mutlaka çok iyi beslenmeleri gerekir. Karnını kan ile doyuran pire haşeresi yumurta bırakmak için kendisine uygun yer arar. Ve yumurtasını bulunduğu ortamda kuytu çatlaklar arasına, halı diplerine, yün, tüy, pamuk gibi maddelerin içine bırakır. Pire yumurtasını bırakırken kesinlikle toplu bir yere bırakmaz evin her tarafına dağınık bir halde bırakır. Pireler karnını doyurduktan sonra bir gün içinde 15 ile 20 kadar yumurta bırakabilir.Pireler insanlara hastalık bulaştırma da çok etkin rol oynarlar. Birçok hastalığın temel sebebi olarak pireleri görebiliriz. Pireler sürekli olarak konakçısını değiştirdiği için bir konakçıdaki virüsleri ve parazitleri bir sonraki konakçısına aktarabilirler. O bakımdan pire ile mücadele ederken mutlaka profesyonel hareket edilmeli. Pire ile mücadele mutlaka bu işi profesyonelce yapan yasal firmalar aranılarak yaptırılmalı. Pire ilacı çok keskindir ve özel yöntemler ile hazırlanır. Pire yaşadığı konakçısına ve ortamına bağlı olarak farklı isimler alır. Bunlar: 1-insan piresi, 2-kedi piresi, 3-kum piresi, 4-pamuk piresi, 5-köpek piresi.
KEDİ PİRESİ
Kedilerde bulunan bu pire çeşidi diğerlerine göre çok ufaktır. Bu pire çeşidi konakçı olarak kedileri kullandığı için bu ismi alırlar. Bu pire çeşidi ev içlerine gelen kedilerden insana bulaşır. Kediler sürekli çatı araları, bodrum, kömürlük, ve dışarıda bulunan pis ortamlarda gezindiği için başka konakçıdan kedi üzerine bulaşır ve kedilerde bunu ev ortamına taşırlar. Ev ortamına gelen pireler sıcak ortam bulduklarında çabuk üreyerek çoğaldığı için çok dikkatli olmak gerekir. Pire görüldüğünde mutlaka ilaçlama servisine başvurulmalı. Pire ilaçlaması, bulunduğu ortama göre yapılmalı; yani kedinin üzerinde pire varsa ya boynuna tablet tasmalar ya da toz ilaçlar veteriner hekim kontrolünde yapılmalı. İlaçlama kapsamlı geniş bir şekilde yapılmalı çünkü etrafa sıçramış pire olabilir.
KÖPEK PİRESİ
Köpek piresi yapı olarak kedi pirelerinden daha büyüktür. Pireler üzerine konduğu canlının vücut ısısına gör vücut ısılarını ayarlarlar. Sürekli köpeği ısırıp kan emer. Bu pire çeşidi yaban hayvanlarında da bulunur. Özelikle tilki, kunduz, sincap, tavşan.vb gibi hayvanlarda da olabilir. Eğer evlerimizde evcil hayvan besliyorsak bu pire çeşidine sıkça rastlayabiliriz. Hayvanlarımızı pireden korumak için mutlaka hayvanlarımızı sık sık kontrol etmeliyiz. Hayvanlarımız veteriner hekim kontrolünde ilaçlanmalı,yaşam alanları ise mutlaka ilaçlama firması kontrolünde ilaçlanmalı. Aksi takdirde ilaçlamayı yapan kişi bilgisiz ve tecrübesiz olursa hem sağlığımız tehlike altına girer hem de çevremizde yaşayan canlılar için tehlikeli olur.
PAMUK PİRESİ
Pamuk piresi özelikle pamuklu kozası olan pamuğumsu bitkilerde görülür. Bu pamuk piresi çeşidi besinlerini bitkiler üzerinden sağladığı için yaşam alanı olarak bitkileri seçerler. Bu pireler bitkilerin taze filiz vermiş kısımlarını yerler. Ayrıca bitki çiçeği içindeki tomurcukları kemirirler ve çiçeklerin kurumasına neden olurlar. Pamuk piresi bitkilere dadandığında bitkilerin kurumasına neden olmaktadır. Pamuk piresinin bulaştığı alanı mutlaka birkaç kez ilaçlamak gerekir. Bu ilaçlama mutlaka ilaçlama firması tarafından yapılmalı. Kullanılan ilaç dikkatle seçilmeli çünkü ilaçlama yapayım derken diğer bitkilere zarar verilebilir. İlaçlama firması tarafından yapılan ilaçlamada sağlık bakanlığı onaylı ilaçlar kullanılmalı. Bu bakımından pamuk piresi ilaçlamasını; işini bilen, konusunda uzman, müşterisini memnun eden profesyonel firmaları arayarak sağlayabilirsiniz. Şirketimiz olarak bu konuda her zaman yanındayız.
İNSAN PİRESİ
İnsan piresi diğer pire türlerine göre çok daha küçüktür. Birçok hayvanda olduğu gibi pire üzerinde yaşadığı konakçının ısısına göre kendi ısısını ayarlayarak orada kalmayı garantiler. İnsan piresi ağzındaki kesici uzvu ile insanın vücudunu keser ve buradan doya doya kan emer. Kan emdikten sonra kendisine güvenli bulduğu yerlere dinlenmeye çekilir. Genellikle elbiselerin dikiş kısımlarında, koltuk ve bacak aralarında, yaka altlarında, saç aralarında veya ceplerin dip kısımlarında saklanır. Bazen insana diğer hayvanlardan da pire bulaşır yani kedi, köpek, evcil hayvanlar, av hayvanları veya fare gibi haşerelerden de bulaşır. Diğer haşereden gelen pire çeşidi kan emdikten sonra konakçıdan ayrılır.
PİRELER
insanı ısırdıktan sonra insan vücudunda kızarıklık, kabarcık, kaşıntı, yanma gibi belirtiler görülür. Pire insanı ısırınca üzerinden geldiği konakçıya bağlı olarak insana parazit ve virüs bulaştırır. Bu bakımdan pire ile mücadele mutlaka erkenden yapılmalı. Pire vücudu ilaçtan daha az etkilendiği için ilaçlama mutlaka yoğun yapılmalı. İlaçlama yapılırken mutlaka etkili ilaçlar seçilmeli ve ilaçlar sağlık bakanlığı güvencesi altında olmalı.
PİRE İLE İLGİLİ SORULAR
1- PİRE NEDİR?
Pire kanatsız, genelde kan ile beslenen, türüne bağlı olarak bitkilerden de beslenebilen küçük yapılı parazitlerdir. Ayakları pençeli olup rahatlıkla yukarıya doğru tırmanırlar.Çok iyi zıplayıcılardır.
2- PİRE NASIL BESLENİR?
Pireler genel olarak kan ile beslenirler. Bazı pire türleri de bitkilerden beslenirler. Pireler üzerine konduğu canlıdan kan emdiğinden sürekli hastalık bulaştırıcı olarak görev alırlar. Pamuk piresi ve diğer bitkilerde bulunan pireler bitkilerin taze aksanlarını taç ve çanak kısımlarını kemirerek zarar verirler.
3- PİRE ÜREMESİ NASIL OLUR?
Pireler yumurta bırakarak çoğalırlar. Pireler yumurtasını evdeki duvar diplerine, evdeki çatlaklara, hayvan barınaklarına, kümes hayvanlarının kümeslerine, mağara içlerine ve yaban hayvan barınaklarına bırakırlar. Pireler beslenmesini tamamladıktan sonra 1,5 - 2 gün içinde yumurta bırakır. Bir ortamda yetişkin pireden daha çok yumurta ve yavru pire bulunur.
4- PİRENİN ÖMRÜ NE KADARDIR?
Pirelerin yaşadığı ortama bağlı olarak ömrü değişir. Pireler iyi bir konakçı bulduklarında ve iyi beslendiklerinde daha iyi yaşar. Pireler için belli bir sıcaklık şarttır. Kendilerini bu sıcaklığa bağlı olarak ayarlar.Pire kışın olabildiği gibi yazın daha çoktur. Bir pirenin ömrü 20 ile 30 ay kadardır.
5- PİRE UÇAR MI?
Hayır pire uçamaz. Pire sadece güçlü ayakları sayesinde çok uzak mesafelere kadar zıplarlar pirelerde kanat yoktur.
6- PİRE HASTALIK YAPAR MI?
Evet pire hastalık yapar çünkü pire bir konakçıdan diğer konakçıya geçtiği için bir konakçıda olan paraziti ve virüsü diğer konakçıya taşır. O bakımdan hastalık taşıyıcı görevini alır.
7- PİRE HANGİ HASTALIĞI YAYAR?
Bağırsak kurdu, bağırsak şeridi, tenya, ricetsiya, veba mikrobu, tifus hastalığı mikrobu, tularemi hastalığı mikrobu, enfeksiyoz hastalığı mikrobu gibi birçok mikrop pireden insana geçen hastalık mikrobudur.
8- PİRE İLAÇLAMASI NASIL YAPILIR?
Pire ilaçlamasında genel olarak etkili sıvı ilaçlar kullanılır. Pire ilacı hazırlanırken çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü pire için kullanılan ilaçlar çok güçlü ilaçlardır. Dikkat edilmezse insana zarar verebilir.
9- PİRE İLAÇLAMADA NELERE UYULMALI?
1- Pire ilaçlamada kullanılan ilaçlar özenle seçilmeli
2- Pire ilaçları mutlaka sağlık bakanlığı onaylı olmalı
3- İlaçlama mutlaka yasal ilaçlama firması tarafından yapılmalı
4- Yapılan ilaçlar mutlaka sağlık bakanlığı onaylı olmalı
5- ilaçlama yapılan alan mutlaka 5-6 saat kapalı tutulmalı
6- ilaçlama sonrası 2 saat mutlaka mekanı havalandırmak gerekir
7- İlaçlamayı yapan kişi mutlaka bu işin eğitimini almış olmalı
8- ilaçlamada mutlaka yiyecek ve içecekler kontrol altına alınmalı
9- ilaçlama sonrası ölen haşere ve ilaç kalıntısı için mutlaka yüzeysel temizlik yapılmalı.


ÖRÜMCEK İLAÇLAMA
Örümcek eklem bacaklı grubunun en önemli üyesidir. Yapıları itibariyle diğer haşerelerden farklıdır. Örümcek dünyanın her yerinde ve her kıtasında yaşar. Yeryüzünde 65 bin kadar örümcek türü olduğu saptanan böceklerde kanat yoktur.
4 çift ayağı bulunan örümceklerin başucunda 1 çift antenleri vardır ve karın kısmı gövdesinden büyüktür.
Örümceklerin başının ön tarafında kıskaçlı ağızları vardır ve ağzın iç kısmında ise zehirli bir iğnesi vardır. Örümceği diğer haşereden ayıran en belirgin özellik baş bölgesinde toplam 4 adet göz bulunmasıdır. Gözleri çok keskindir ve mükemmel bir görüşe sahiptirler.
Baş bölgesinde bulunan antenleri yön bulma ve besin bulmaya yarar. Erkek örümcekte bu antenler çoğu zaman cinsel organ olarak görev yapar. Örümceklerde solunum organı diğer hayvanlardan farklıdır. Solunum organı bedeninin altında balık solungacı şeklindeki yapılardır. Örümcek boyları türlerine ve yaşadığı ortama bağlı olarak değişmektedir. Bir kaç mm olan örümcekler olduğu gibi, 35 - 40 cm olan devasa büyüklükte türleri de vardır.
Besin olarak hem otçul hem de etçildir. Genel olarak besinlerini ağlarına düşürdüğü haşere ve canlılar ile yaparlar.Bedeninin altında bulunan özel bir kese içinde ağ üretir. Örümcek ağının ham maddesini tamamladıktan sonra avlanmak için hemen ağ kurar. Bir örümcek ağını yaklaşık olarak 1 saat içinde örerek tamamlar. Örümcek ağına düşürdükleri her türlü canlıyı yer. Ağa düşen canlıya öncelikle saldırıp etkisiz hale getirir. Etkisiz hale gelen canlıya ağzındaki iğnesi ile zehir akıtır. Akıttığı zehir canlının içindeki her türlü organları bulamaca çevirir ve ondan sonra örümcek, bu canlıyı çorba içer gibi içine çekerek içini boşaltır. Aç gözlü hayvan olduğu için çoğu zaman kendi türlerini dahi yer. Örümcek ağının kalınlığı ve büyüklüğü türüne bağlı olarak değişir. Örümcek, ağını belli uzaklıktaki mesafelere fırlatarak oraya yapıştırır. Ve hareketlerini bu ağ üzerinden sağlar.
Bazı örümcek türleri ağlarını rüzgara bırakarak çok uzak mesafelere bu sayede uçarak hareket eder. Çoğalmak için mutlaka her iki cinsiyete ihtiyaç duyar. Çiftleşen örümcek çoğu zaman kendisiyle çiftleşen erkek örümceği dahi yer. Dişi örümcek çiftleştikten sonra özel bir kese içinde yumurta yapar. Dişi, örümcek yumurtaları kendi kontrolü altına alarak beraberinde sağlarlar. Dişi örümcek bir kese içinde yaklaşık 300 - 350 kadar yumurta yapar.
Örümcek yumurtaları 1-1,5 ayda yavruya dönüşür. Beslenmesinde insanı kullanmaz, fakat zarar gördüğünde insanı ısırır. Bazı türleri İnsanları ısırdığında çok zehirli olabiliyorlar. Özelikle insanların korkulu rüyası olan örümcek türleri arasında tarantula türü gelir. Bu örümcek insanı ısırdığında zehirler ve çoğu zaman insanı öldürür. Evlerde gördüğümüz örümcekler dış ortamdan evlerimize mikrop taşıdığı için ve görüntü kirliği oluşturduğu için bunlarla mutlak suretle mücadele etmek lazımdır.
ÖRÜMCEKLER İLE MÜCADELE VE ÖRÜMCEK İLAÇLAMA
Örümcek ile mücadelede mutlaka dikkatli olmak gerekir. Örümcek ağlarını oluşturduktan sonra ağın bir ucunu saklandığı bölgeye uzatır. Örümcek ağa düşen avların titreşimini alarak ava saldırır. Bu bakımdan yapılırken ilaçlama ağlar üzerine değil,genel olarak yapılmalıdır. Örümcek ilaçlarını dışardan almak doğru değildir. Çünkü yapılan ilaçlar ziraat mühendisliği kontrolünde olmalıdır. İlaçlama yapan firma ve şirketler Sağlık Bakanlığı'ndan izinli yasal firmalar olmalıdır. Örümcek için kullandığı ilaçlarda bakanlık onaylı olmalıdır.
Hiçbir örümcek türü zararsız değildir, zararsız görüp sakın aldanmayın. Örümcek gördüğünüzde mutlaka ilaçlama firması ile irtibat sağlayın. Çünkü zehirli bir örümcek türü olabilir. Yıllardan beri hem tüm haşereye karşı savaşan hem de sağlığınızı koruyan bir şirket olarak daima siz müşterilerimizin yanındayız.
ÖRÜMCEKLER VE ÖRÜMCEK İLE MÜCADELEDE AKLIMIZA GELEN SORULAR
•Örümceler ne ile beslenir?
•Örümcekler insana ne türlü zarar verirler?
•Örümcekler ne kadar yumurta bırakır?
•Örümceklerin ördüğü ağlar zehirlimidir?
•Örümcekler nasıl hareket ederler?
•Örümcek ilaçlaması yapan firmaları nasıl olmalı?
ÖRÜMCEK İLAÇLAMA
Örümcek, zehirli ve zehirsiz türleri olan ve dünyanın her yerinde yaşayan bir canlıdır. Yüzlerce türü bulunan örümceklerin bazı türleri çok zehirlidir ve bir insanı birkaç dakika içinde öldürebilir. Sıcak havaları çok seven ve sıcak havalarda daha çok aktif olan örümceklerin boyları türlerine ve yaşam alanlarına göre değişmektedir. Fakat ortalama boyları 2–3 cm kadar olan örümceklerin 10–15 cm boyunda olan türleri de vardır. Toplamda sekiz tane ayağı olan örümceklerin başlarında ‘’his bacağı’’ adında 1 tane daha bacakları vardır. Örümcekler bu his bacaklarını aynı zamanda çiftleşme organı olarak ta kullanırlar. Beslenmelerini hazırladıkları ağlarına takılan küçük böcek türleri ile sağlarlar.
Örümcek, ağına yakalanan bu canlıları ısırır ve zehrini avının içine akıtarak etkisiz hale getirir. Bu işlemin ardından, zehrin etkisi ile parçalara ayrılan avını yiyerek beslenmesini sağlarlar. Örümceklerin ayaklarının uçlarında vantuzları bulunur, bu vantuzlar sayesinde rahatlıkla düz duvarlara bile tırmanabilirler. Örümcek zehrinin etkisi türlerine ve yaşam alanlarına göre değişirken bazı örümcek türleri, insanı 1–2 saat içerisinde öldürebilirken, bazı örümcek türlerinin zehirlerinin etkisi ise belli bir süre sonra ortaya çıkmaktadır.
Örümcekleri diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, sadece örümceklere has olan ağ örme özelliğidir. Örümcekler bu ağlarını insanların ulaşamayacakları kuytu köşelere örerler. Bu ağların yapışkan özelliğe sahiptir ve küçük canlılar bu ağlara yapışıp yakalanırlar. Örümcekler bu yolla beslenmelerini sağlarlar. Mekânınızda normalden daha büyük bir örümcek görürseniz, kesinlikle el ile temas etmeyiniz. Çok etkili zehre sahip örümcek türleri olduğu için ve örümcekler kendilerine bir zarar geleceğini hissettikleri anda ısırdıkları için bu durum çok tehlikelidir. Karın bölgesinde bir ağ kesesi bulunan örümcek, avlanabileceği bölgeyi dikkatle seçer ve ağını örer. Örümcekler ağlarını insanların ulaşamayacakları yüksek yerlere yaparlar.
Yumurtlama sistemi ile üreyen örümcekler, her çiftleşmelerinde 400 kadar yumurta yaparlar. Örümcek ilaçlaması, diğer tüm böcek ilaçlamalarında olduğu gibi bireysel olarak yapılması çok tehlikelidir. Örümcek ilaçlaması yaptırmak için, böcek ilaçlama şirketlerinden yardım istenmelidir. Tabi örümcek ilaçlaması yaptıracağınız ilaçlama şirketinin profesyonel ve sağlık bakanlığı onaylı, yasal bir ilaçlama şirketi olmasına dikkat edilmelidir. Okka Grup Örümcek İlaçlama şirketi olarak sizlere yasal ve etkili ilaçlarımız ile örümcek ilaçlama hizmetini günün her saati sunmaktayız
YILAN CANLI YAKALAMA
Yılan, dünyanın her yerinde yaşayan, hareketini sürünerek sağlayan, uzun ve yuvarlak vücut yapısı olan sürüngen bir canlıdır. Birçok türü zehirli olan yılanların zehirlerinin etkisi yaşam alanlarına ve türlerine göre değişmektedir. Yılanlarda ayak ya da kanat yoktur, hareketlerini sürünerek sağlarlar. Boyları türüne göre değişen yılanların 1–2 metre boyunda olan türleri de, 10 metrenin üzerinde olan türleri de vardır.
Özellikle sıcak bölgelerde yaşamayı seven ve bu havalarda çok daha aktif olan yılanlar, güneşlenmek için sürekli hareket halinde olurlar. Sıcak iklimlerde yaşayan yılan türleri, diğer yılan türlerine göre daha zehirlidir. Örnek olarak çöllerde yaşayan yılanlar, diğer ortamlarda yaşayan yılan türlerine göre etkili zehre sahiptir. Yılanların ağızlarında çatallı bir dil ve zehirli 2 adet diş bulunmaktadır.
Yılanlar etçil beslenirler ve beslenmelerini yaşam alanlarında bulunan canlılar ile sağlarlar. Karada yaşayan yılanlar fare, kurbağa, kuş, tavşan, keklik gibi canlılar ve yine küçük böcek türleri ile beslenirler. Su yılanları ise balık, balık yumurtaları ve diğer deniz canlıları ile beslenirler. Esnek bir ağız ve esnek bir vücut yapısına sahip olan yılanlar, avlarını bütün halde yutarlar. Fakat besinlerini sindirmeleri uzun zaman alır. Bir insanı bile tamamen yutabilecek kadar büyük yılan türleri bile yaşamaktadır.
Yılan beslenme işleminin ardından ürer ve yumurtalarını uygun alanlara bırakır. Sıcak mevsimlerde daha çok görülen yılanlar, kış aylarında toprak içlerine kazdıkları yuvalarında dinlenirler. Yeryüzünde yaşayan yılan türlerinin çoğu zehirlidir. Bu nedenle yılan sokması çok tehlikeli ve ölümcül sonuçlar bir durum oluşturabilir. Yılan ısırmasında yapılması gereken en acil müdahale, yılanın ısırdığı yerin üst tarafından bir bez ile sıkıca bağlayarak kan dolaşımını yavaşlatmak olmalıdır. Daha sonra en yakın sağlık kuruluşuna ulaşılmalıdır.
Yılanların çok tehlikeli oldukları unutulmamalı, bu nedenle evlerde yılan görüldüğü anda kesinlikle yaklaşmayıp, ferdi olarak müdahale etmemelidir. Yapılması gereken tek şey bir İlaçlama şirketini arayarak yılan İlaçlama talebinde bulunulmalıdır. Yıllardır yılan ile mücadelede her türlü bilgi ve deneyime sahip olan Okka grup böcek ilaçlama şirketimiz, sağlık bakanlığı onaylı ilaçları kullanır. Okka Grup ilaçlama servisimiz sizlere yılan ilaçlaması ve her türlü haşere ilaçlaması konularında hizmet vermektedir


KENE İLAÇLAMA
Kene haşeresi görünüm olarak alttan ve üstten basık şekilde görünen ve kan emerek beslenen zararlı bir canlıdır. Kene insanlar ve hayvanlar için oldukça tehlikeli bir haşere türüdür. Kenelerin karın kısmı çok esnektir ve kan emdikçe şişerler.
Kene kendi ağırlığının ortalama 100 katı kadarını emebilir. Keneler genellikle kahverengi ve kızıl renkte olur fakat yine de renkleri türlerine göre değişir. Kene beslenmesini insanlardan ve hayvanlardan kan emerek sağlar. Özellikle yaz aylarında çayırlık, ormanlık ve piknik alanlarında yaşar ve bu alanlar üzerinden insanlara yapışarak kan emme işlemini gerçekleştirir.
Kene xodoidea grubunda incelenir ve birçok türünde göz yoktur. Dünya üzerinde yaşayan yüzlerce kene türü vardır. Kene çoğalması birçok haşere ve böcek türünde olduğu gibi yumurtlama sistemi ile gerçekleşir. Çiftleşme işleminin ardından dişi kene yumurtalarını ya ormanlık alanlara bırakır ya da üzerinde bulunduğu hayvanın kılları arasında saklar. Yumurtadan çıkan kene yavruları ilk etapta 3 bacaklı olarak çıkar, belli bir zaman sonra pupa haline gelen kene yavruları, bu dönemin ardından erginleşir ve 8 bacaklı keneler haline dönüşürler.
Kenelerin bacaklarında vantuzları vardır ve bu vantuzlar sayesinde canlıların üzerlerine rahatlıkla tutunabilirler. Kene hastalık bulaştıran oldukça tehlikeli bir haşeredir. Çünkü keneler hem insan kanı hem hayvan kanı emerek beslenirler. Hastalıklı bir hayvandan aldığı kanı insan vücuduna bulaştırma ihtimali çok yüksektir. Son yıllarda dünyada ve hatta ülkemizde birçok kişinin ölümüne neden olan Kırım- Kongo kanamalı ateşi hastalığı kene ısırması sonucu ortaya çıkan bir ölümcül hastalıktır.
Kırsal alanlarda yaşayan birçok büyükbaş ve küçükbaş hayvanların üzerinde kene bulunmaktadır. Fakat kenelerinde türlerine göre zararlı yada zararsız olan türleri vardır. Bu nedenle vücutta kene görülmesi durumunda acilen sağlık kuruluşuna ulaşmalı, keneyi kesinlikle elle koparmamalıdır. Kene kan emeceği canlının derisi üzerine ağzında salgıladığı sıvıyı bırakır, bu sıvı derinin uyuşmasını sağlar.
İnsanlar bu nedenle kene ısırmasını ilk önce fark etmezler, daha sonra kene uyuşan deriden içeri kafasını sokar ve kan emme işlemine başlar. Kene aynı zamanda kırsal alanlarda yetiştirilen birçok büyükbaş ve küçükbaş hayvanın ölümüne de sebep olmaktadır.
Kene çeşitleri nelerdir?
Kene haşeresinin yüzlerce türü bulunur. Kene türlerinin zehirli olanları da, zehirsiz olanları da vardır. Yurdumuzda en çok rastlanan kene türleri; sakırga, kerni ve yavsı gibi türlerdir. Yaklaşık olarak 900 kene türü bulunmaktadır.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA):
Hastalık dünyada ilk olarak Kırım ve Kongo’da görülmüştür. Bu sebeple hastalık Kırım-Kongo hastalığı adını almıştır. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler tarafından bulaşır. Kene üzerinden taşınan virüsler ilk olarak ciltte ateş ve kanamaya neden olmaktadır. Bilimsel gelişmelere rağmen son yıllarda Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığı tedavisindeki bir gelişme olmamıştır ve hala insanlar bu hastalıktan ölmektedir.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının belirtileri ;
Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığı vücutta ilk olarak kas ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık ve iştahsızlık ile başlayıp, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal ile devam eden belirtiler görülür. Kırım-Kongo hastalığının belirtileri vücut zehri aldıktan 1 ile 3 gün arasında ortaya çıkar.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından korunmanın yolları;
Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığından korunmak için, öncelikli olarak çevremizde bulunan büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yaşadığı alanları ilaçlatmak gereklidir. Kene sokması sonucu hastalıktan ölen canlılara çıplak el ile temas etmemek gerekir. Özellikle yazın piknik alanlarında pantolon paçalarının çorap içlerine sokulması ya da çizme giyilmesi gereklidir.
Kenelerden nasıl kurtulunur?
Kene ile bireysel olarak mücadele etmek çok tehlikelidir. Çünkü bazı kene türleri ölümcül hastalık taşımaktadır. Bu hastalıklar arasında en tehlikeli olanı son yıllarda dünyada birçok kişinin ölümüne neden olan Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığıdır. İnsanlar tarafından vücuda yapışan kenenin koparılması sonucu, bu hastalıktan ölen insanların sayısı daha da artmaktadır. Kene haşeresinden kurtulmanın en garantili ve en güvenli yolu uzman ve deneyimli ilaçlama personeline sahip, yasal çalışan sağlık bakanlığı onaylı ilaçlama şirketlerine kene ilaçlaması yaptırmaktır. Okka Gruup böcek ilaçlama şirketi olarak, kene ile mücadele de kullandığımız ilaçlar ziraat mühendisleri tarafından özel olarak hazırlanır ve çok etkili ilaçlardır. İlaçlama sektöründe lider firmalardan biri olan Okka Grup böcek ilaçlama firmamız kene ilaçlama ve her türlü böcek ilaçlama uygulamalarında sizlere hizmet vermektedir. Arayın şirketimizi mekânınıza kene ilaçlaması yaparak sizleri kene haşerelerinden kurtaralım.
Kene İlaçlama profesyonel ekiplerimiz tarafından yapılmakta, hesaplı ve kesin çözüm üretilmektedir. Özellike kene yumurtalarını etkilemesi gereken sağlık bakanlığı onaylı ilaçlar kullanılmalıdır. Yazın en sıcak aylarında aktif hale gelen keneler eğer profesyonel ilaçlama yapılmazsa çok büyük hastalıklara yol açabilmektedirler. Uzman kene ilaçlama ekibimiz ile bu sorundan tamamen kurtulabilirsiniz, İstanbul tüm ilçelerinde hesaplı ve uygun kene ilaçlama hizmeti vermekteyiz. Kene İlaçlaması zaman kaybetmeden yaptırılmalı, sıcak aylar gelmeden yumurtalar yok edilmelidir.
Kene; kan emici bir parazittir. Keneler kan emerek beslenirler. Bu sebeten dolayı neredeyse tüm hayvanlarda (Yabani,Evcil) kene bulunabilir ve insanların bu hayvanlarla teması sonucu insanlara geçebilir ve ölümlere sebep olabilir.
"Keneler uçabilen yaratıklar olmadıkları gibi canlılara ayakları ile yürüyerek ulaşırlar .”
Kenelerin Özellikleri; Keneler canlı üzerindeki beslenmesini (kan emmeyi) bitirdikten sonra canlı vücüdundan ayrılırken bir sıvı salgılarlar. İşte virüsün bulaşmasının sebebi %90 budur. Bu virüs tüm canlılara bulaşabilir fakat hayvanlarda çok hafif ve belirtisiz geçer fakat insanlarda son derece ölümcül olabilir. Keneler bir canlının kanını emmeye başladıklarında, yani sokmaya başladıklarında arı veya sivrisinek gibi hemen bırakmazlar , yapışıp kalırlar. Ağız Kısmındaki iğneyi deri altına sokarlar ve doyuncaya kadar çıkarmazlar. Keneyi çıkarmak için zorlama yapılırsa kene zehirli sıvıyı bırakır buda ölümlere sebep olabilir. Yani anlaşılacağı üzere kene ilk ısırdığı anda değil beslendiği canlıyı terk ederken zehrini bırakır.
Kene etin içine girmişse ne yapılmalıdır?
- Kene el ile çıkartılmaya çalışmamalıdır, sıkıştılan kene patlayarak zehrini kana karıştırabilir.
- Daha önce kene çıkartmamış olanlar için profesyonel hekimlere ve sağlık birimlerine başvurmak en iyi çözümdür.
- İnce uçlu alet, cımbız veya iplik parçası kullanılarak çıkarılabilir.
- Çakmak veya ateş tutulmamalı keneyi saldırgan duruma sokacak bir şey yapılmamalıdır.
TATARCIK SİNEĞİ İLAÇLAMA
Tatarcık Sineği Diptera Çift Kanatlılar Familyasına Girer, Tatarcık Sineği Görünüş Olarak Sivrisinekten Büyük, Tüylü Rengide Beyaza Yakındır, Biraz Ürkütücü Durur. Diğer Bir Farkı Sivrisinek Sizi Isırırsa Hissetmeyebilirsiniz Fakat Tatarcık Sineği Isırırsa Hissedersiniz Can Acıtır. Tatarcık Sineği Lavra Halinden Erişkin Hale Yaklaşık 50 Günde Gelir, Yaşam Alanı Açık Alanlardır, Bu Sebeple İlaçlama Yapılarak Çözümü Zordur. Ancak Kaplı Alana Girdiklerinde İlaçlanabilir. Sıcak İklimi Severler, Tatarcık Sineğinin En Önemli Sorunu Ciddi Hastalık Taşıyıcılarıdır, Kan Emdikleri İçin Mikrop Toplayıp E


GÜMÜŞCÜN BÖCEĞİ İLAÇLAMA
Gümüş böceği, sıcak ve nemli ortamlarda yaşayan ve türlerine göre farklı renk ve boylarda olan canlılardır. Fakat genellikle gümüş renginde olan bu böcekler ismini bu özelliği nedeniyle almıştır. Gümüş böceklerinin boyları ortalama 3–5 cm kadardır. Gümüş böcekleri diğer birçok böcek türünde olduğu gibi yumurtlama sistemi ile çoğalırlar. Her üremelerinde 100’den fazla yumurta bırakan gümüş böceklerinin ömürleri ortalama 1 yıl kadardır.
Gümüş böceği ev içlerinde ilk olarak nemli alanlar olan mutfak ve banyo gibi bölgelere yerleşirler. Beslenmelerini insanların yediği ya da yiyemediği bir çok madde ile sağlayan gümüş böcekleri kağıt, kumaş ve naylondan yapılmış maddeleri bile yiyebilirler. Gümüş böceği insanları ısırmaz fakat insanların yediği yiyecekler üzerinde gezerek, mikroplarını bulaştırırlar. Gümüş böceğinden kurtulmak için eczane ya da market benzeri yerlerden ne olduğu belli olmayan ilaçları kullanmak çözüm olmaz.
Gümüş böceği ilaçlaması ilaçlama servisleri tarafından kullanılan etkili ilaçlar ile yok edilir. İlaçlama sektöründe lider olan Okka Grup Haşere Kontrol Hizmetleri şirketimiz siz değerli müşterilerimize Gümüş böceği ilaçlaması ve diğer tüm haşere ilaçlamalarında en güvenli ve en garantili hizmeti sunmaktadır.
Gümüş böcekleri genelde sıcak ortamlarda barınan bir haşere türüdür. Renk olarak gümüş rengine benzediği için bu ad ile anılır. Yapı olarak baş kısmı kalındır ve başının ön tarafında 1 çift antenleri bulunur. Bu antenleri sayesinde besinlerin yerini bulurlar ve kendi aralarında iletişimini sağlarlar. Gümüş böceği boyları beslenmesine ve yaşına bağlı olarak değişir. Genellikle bir gümüş böceğinin boyu 1 - 3 cm kadardır. Renkleri çok parlak bir yapıdadır.
Gümüş böceği vücudunun üzerindeki derileri katmanlar şeklindedir. Kuyruk kısmında 3 adet çıkıntıları vardır. Vücut uzunlukları genellikle 8-10mm kadardır. Diğer haşere grubunda olduğu gibi yumurta bırakarak çoğalırlar. Bir dişi gümüş böceği bir defasında 110 kadar yumurta bırakır.
Genellikle gümüş böcekleri 1 yıl kadar yaşar. Fakat hızlı bir şekilde çoğalırlar. Yumurtasını evlerin çatlaklarına, duvar yarıklarına, duvar diplerine ve parke altlarına bırakırlar. Yumurtadan çıkan gümüş böceği yavruları beyaz renktedir. Gümüş rengini daha sonra alır. Gümüş böceği halk arasında gümüşcün olarak da bilinir.
Gümüş böceği evlerimizin nemli olan kısımlarında mutfak, banyo, mutfak dolaplarında, ekmek fırınlarında, su borusu etrafında ve lavabo kısmında bolca bulunurlar. Evin dışında ise çatı bodrum ve duvar diplerinde bolca bulunurlar. Bu haşereler evde ki; kâğıt, kumaş, kuru gıda, naylon, pamuk, un ve nişasta gibi maddeler ile insanın tükettiği yiyecekleri yerler.
GÜMÜŞ BÖCEĞİNİN İNSANLARA VERDİĞİ ZARARLAR
İnsanı direk ısırmadığı için zararsız görünürler. Fakat okuduğumuz kitaplara, gazetelere, defterlere ve bizim için önemli olan evraklara zarar verirler. Gümüşböceği aynı zamanda evdeki giysilerimize ve evdeki yünden oluşan yün ve pamuklu tüm eşyalarımıza zarar verirler. Ayrıca yiyeceklerimizden beslenip, tahıllarımızın içine girip onları tahrip ederler. Bu yolla bizlere mikrop bulaştırmış olur.
Gümüş Böcekleri sadece evlerde değil diğer yaşam alanlarında da bizlere zarar verirler. Kâğıt fabrikalarında, dokuma fabrikalarında ve depolarında, fırınlarda ve lokantalarda da hiç istenmeyen bir haşeredir.
GÜMÜŞ BÖCEĞİ İLE MÜCADELE VE GÜMÜŞBÖCEĞİ İLAÇLAMA
Gümüş böceği ile mücadele bireysel olursa çok zordur. Gümüş böceği ilaçlaması ve gümüş böceği ile mücadele tamamen ilaçlama firmasının işidir.
Bizler ilaçlama şirketi olarak bu haşere ile yıllardır mücadele ediyoruz ve sizleri bu sıkıntılardan kurtarıyoruz. Gümüş böceği evlerin duvar yarıkları ve çatlaklarında yuvalandıkları için mutlaka bu haşere türüne göre ilaç hazırlanmalı ve uygun yöntemlerle uygulanmalı. Gümüş böceği ilaçlamasında yoğun kokulu sıvı ilaçlar kullanılır. Uygulamayı yapan elaman bu işin eğitimini almış profesyonel kişi olmalı.
GÜMÜŞ BÖCEĞİ İLE ALAKALI AKLIMIZA TAKILAN SORULAR
1- GÜMÜŞ BÖCEĞİ NASIL BİR BÖCEKTİR?
Gümüş böceği küçük yapılı böceklerdir. İnsanları ısırıp direk zarar vermese de evlerde ki birçok eşyalara ve yiyeceğe zarar veren bir haşeredir. En kolay tanınması vücutları oval vücut derileri katmanlı ne kuyruğunda 3 adet çıkıntısı olan bir böcektir.
2- GÜMÜŞ BÖCEĞİ EN ÇOK NERDE BULUNUR?
Gümüş böceği evlerde lavabo, mutfak, banyo, su boruları etrafında, duvar diplerinde , nemli ve sıcak olan her yerde bulunurlar. Ev dışında ise fırınlarda, lokantalarda, tahıl ambarlarında, pamuklu ve yünlü kumaş üretim yerlerinde bulunurlar.
3- GÜMÜŞ BÖCEĞİ NE TÜRLÜ BESİNLERİ YER?
Gümüş böceği evdeki yiyeceklerimiz dışında tüm tahıl çeşitlerini, mantarları, küfleri, kâğıtları, kumaşları ve naylonları yerler.
4- GÜMÜŞ BÖCEĞİ HASTALIK TAŞIR MI?
Gümüş böcekleri evlerimize dışardan gelirler. Geldikleri yerden evlerimize mikrop taşıyıp bizlere ulaştırır.
5- GÜMÜŞ BÖCEĞİ İLAÇLAMASINI KİMLER YAPMALI?
Gümüş böceği ilaçlaması ilaçlama firması tarafından yapılmalı. Kesinlikle ferdi olarak yapılan ilaçlama netice vermez. Mutlaka profesyonel yardım alın.
6- GÜMÜŞ BÖCEĞİ İLAÇLAMASINDA HANGİ YÖNTEM KULLANILIR?
Gümüş böceği ilaçlama yöntemi olarak püskürtme yolu ile yapılmalı. Çünkü palet ve jel ilaçlar bu haşere için uygun değildir.
Gümüş böcekleri çok hızlı bir şekilde çoğalırlar. Dişi gümüş böceği her üreme esnasında en az 110 yumurta bırakır.
7- GÜMÜŞ BÖCEKLERİ SICAKTA MI YOKSA SOĞUKTA MI YAŞARLAR?
Gümüş böceği genellikle sıcak alanlarda yaşamayı tercih ederler. Gümüş böceği soğuk havayı sevmez. Daha çok evlerin mutfak banyo ve nem alan kısımlarında yaşarlar. Çünkü nem ortamın sıcaklığının düşmesini önler.
KULAĞAKAÇAN İLAÇLAMA
Genelde nemli ve yağmurlu zamanlarda evlere akın ederler.Bilinenin aksine zararsızdırlar.Ev duvarlarındaki çatlak ve yarıklardan,yürüme yolları ve garajdan,etraftaki sarmaşık tipi bitkilerden içeri girmektedir.Ev etrafındaki bitki atıkları,taş yığınları gibi rutubet oluşturacak alanlar imha edilmelidir.
SAĞLIĞIMIZA ZARARLARI
Kulağakaçan haşeresi insanlar için son derece tehlikeli bir haşeredir. Uyku esnasında insanların kulak ve burnuna giren bu böcek insanların ölmesine sebep olabilir. Kulağakaçan insanların besin maddeleri olan sebze ve meyveler ile beslendikleri için bu gıda malzemelerinin üzerlerine barındıkları pis ortamlarda bulunan mikrop ve virüsleri bulaştırırlar.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Kulağakaçan böceklerinden kurtulmanın tek yolu profesyonel bir şekilde ilaçlama yapılmasıdır. Okka grup ilaçlama olarak yılların verdiği tecrübe ile kulağakaçan ilaçlamalarında yanınızdayız
Kulağakaçan böceği küçük yapılı bir canlı olup, boyları birkaç cm olan bir haşeredir. Vücutları üç bölümden oluşur. Bu bölümler baş, gövde ve karın kısmından oluşmaktadır. Kulağakaçan böceklerinde toplam 6 ayak bulunur ve baş kısımlarında 2 adet antenleri vardır. Bu antenler sayesinde besinlerini bulurlar ve kendilerine gelen tehlikeleri algılayıp kaçarlar.
Vücutlarının arka kısmında kıskaçları vardır. Kulağakaçan böceği genellikle geceleri aktiftirler. Kulağakaçan beslenmesini gece yaptığı için gündüz saklandıkları yerden çıkarak beslenirler.
Kulağakaçan böceği evlerin yarıklarında ve çatlaklarında barınır. Özellikle evlerin bodrum ve çatılarında yaşarlar. Aynı zamanda ağaçların meyveleri üzerinde ve ağaç kabuklarında da bulunur.
Kulağakaçan böceği besin olarak bitkisel ürünler ile hayvansal artıklarla beslenirler. Bitkilerin artıklarını, bitki meyvelerini ve bitki yapraklarını yerler.
Ayrıca böcek ölülerini kıskaçları ile parçalar ve sonrada yer. Ayrıca büyük cüsseli hayvanların leşinden de yiyerek beslenirler.
Kulağakaçan böceği insanlar için tehlikeli bir böcektir. İnsanlar uyuduğu zaman insanın ağzına, burnuna, ve kulağına kaçar. Kulağa kaçan böceği çok hızlı hareket eder.
Kulağakaçan ile mücadelede mutlaka şarttır. Kulağakaçan böceği görüldüğünde mutlaka ilaçlama firması ile çalışın. Çünkü kolay olan bir ilaçlama yöntemi ile kontrol altına alınabilen kulağakaçan böceği korsan firmalar ve acemi kişiler tarafından ilaçlanırsa ciddi zararlar verebilir.
KULAĞA KAÇAN İLE ALAKALI SORULAR
1- Kulağakaçan ne ile beslenir?
Kulağa kaçan besin olarak bitkilerin yapraklarını ve meyvelerini tükettiği gibi hayvan ve börtü böcek ölülerini de yerler.
2- Kulağa kaçan insanı ısırır mı?
Kulağa kaçan böceği insanı ısırmaz fakat insanlar uyurken ağız, burun, ve kulağına kaçabilirler.
3- Kulağakaçan böceği nerde bulunur?
Kulağakaçan böceği evlerde evin çatlak ve yarıklarında, çatı ve bodrumlarda bulunurlar. Dış ortamda ise bitkilerin meyveleri üstünde, ağaç kabuklarında ve hayvan artıkları ile leşlerinin bulunduğu bölgede bu haşerelere rastlanır.
Kulağakaçan (Forficula auricularia), kahverengi, siyah, parlak sarı renklerinde uzun vücutlu bir . 6 adet bacağı bulunan kulağakaçanın ağzının ön tarafında penseye benzer kıskaçlar vardır. Yaklaşık 800 türü vardır. 1,5-2 cm büyüklüğü olan kulağakaçanın ön kanatları arka kanatlarından daha küçüktür. Gövdelerinin arkasındaki pense şeklindeki kıskaçlarla tanınırlar. Erkeklerde bu kıskaçlar büyük ve gösterişli olur. Bu böceklerden kalıcı olarak kurtulmak için, iç alanlarda değil dış alanlarda barınaklarını bulmak ve ilaçlama uygulaması yapmak gerekmektedir. Nadir hallerde, gizlenmek için gece insanlar uyurken kulağa kaçtıklarından bu adı almışlardır.


ZARARLILARLA MÜCADELE
Yaşam alanlarını tehdit eden ve rahatsızlık veren evlerde ortaya çıkan böcek isimleri listesi pek çok insanın tahmin etmediği kadar fazla ve değişik türde böceklerin ortaya çıkması ile oluşan bir yoğunluğa sahiptir.
Apartmanlar ile ev yada iş yerleri için en fazla sıkıntı kaynağı oluşturan haşerelerin isimleri arasında akrep, kene, pire, hamam böceği, fare, çıyan, tahta kurusu gibi zararlı böcekler olup böcek isimleri listesi uzayıp gider.
Evlerin içinde ve apartmanlarda ortaya çıkan böceklerin otuza yakın türünün isimlerini inceleyelim.
İnsanları evlerde yaşayan yada binaları tehdit eden, insanlar için çeşitli rahatsızlıkların sebebi olan böcek isimleri;
-
Bit
-
Güve
-
Çiyan
-
Yılan
-
Tesbih Böceği
-
Gümüş Böceği
-
Karınca
-
Ağaç Kurdu
-
Sinek
-
Örümcek
-
Akar (Mite)
-
Arı
-
Danaburnu
-
Deri Böceği
-
Halı Böceği
-
Kakalak
-
Kertenkele
-
Kalorifer Böceği
-
Salyangoz
-
Uyuz Böceği
-
Oryantal Hamam Böceği
-
Amerikan Hamam Böceği
-
Alman Hamam Böceği
-
Şark hamam böceği
-
Kara fatma böceği
-
Nem böcekleri
-
Akrep
-
Tahta kurusu
-
Tahta kurdu
-
Tatarcık
Toz böceği gibi böcekler evlerde sıkıntıya yol açmakta bu böceklerin bazıları zararsız olmasına karşın bazı böcekler hem zehirli olmalarından dolayı hemde insanları ısırıp geceleri uykusuz bıraktıkları için diğerlerine oranla daha fazla rahatsızlık sebebidirler.
Böcek isimleri listesi sadece bu böcekler ile sınırlı olmayıp daha pek çok haşere türü bulunmasına karşın biz sadece apartman ve evlerde insanların rahatsız olmasına ve hastalık bulaştırma nedeni olan ev böceklerinin isimlerini vermeye gayret gösterdik.
Böcek isimleri listesi zararlı ve ısıran böcekler ile insanlara zararı olmayan ama bitkilere zarar verip kurumlarına neden olan zararlılar olarak incelenebilir. Örnek verecek olursak akrepler zehirli olup insanlar için ölümcül sonuçlara neden olabilir.
Aynı şekilde kene türleri içindede bu mevcut olup hamam böcekleri pis ve gıdaları kirlettikleri için hastalık nedeni olurlar.
Pire, toz böceği ve tahta kuruları insanları ısırıp hem hastalık mikrobu yayar hem rahatsız ederler. Bahçede görülen dana burnu salyangoz yılan gibi zararlılar hem bitkilere hem insanlara sıkıntı yaşatabilir.
KOKAN BÖCEKLER iLAÇLAMA
Pentatomidaeyı; zira böcekler dünyasının bu kokan böcekleri, böğürtlen çalılarına ve özellikle ağaç çileğini severler. Kokulu böceğin iğrenç yağı ile sulandığı yemişi yanlışlıkla yenilirse iğrenç bir tadı vardır.
Kokulu böceğin, toraksının alt yüzünde bulunan iki koku bezi, arka bacaklarının kaidesine yakın açılır. Böcek bir şeyden ürkünce, bezlerinin kapaklarını açar ve bütün çevresini sular. Bu pis kokulu ve pis lezzetli fıskiyenin, kokulu böceği böcek yiyen kuşlarla diğer böcekçil hayvanlardan koruduğu muhakkaktır. Kokulu böceklerin birçoğu parlak renkli olduklarına göre, bu parlak renklerin de, bu böceklerin yenilemeyeceğini ihtar eden birer sinyal olmaları muhtemeldir.
Kuşlar gibi diğer böcekçil hayvanlar, birkaç acı tecrübeden sonra parlak renkle, kötü lezzet arasında bağlantı kurmayı öğrenirler. Bu görüşü destekleyen bir başka husus, başka takımlara giren bazı parlak renkli böceklerin de, rahatsız edilince salgıladıkları pis bir sıvılarının oluşudur. Kokulu böcekler, yarım kanatlıların kalabalık bir ailesini meydana getirirler. 5000’e yakın türleri vardır. Tropikal kuşaklarda yaşayan bazılarının uzunluğu, 37 – 38 milimetreyi bulur.
Kokulu böceklerin bazıları otçuldurlar. Delici gagalarıyle bitkilerin özünü emerler. Fakat etçildir ve çeşitli böceklerle beslenirler. Örneğin tırtıllardan pek hoşlanırlar. Etçil bir kokulu böceğin gagasına saplı tırtıl, kırlarda sık sık görülen manzaralardandır. Böcek rahatsız edilince, pek ender olarak avını terk eder, daha çok, ağzında kocaman bir kemik olan bir köpek gibi sakin sakin oradan uzaklaşır.
Etçil türlerin çoğu (Podisus) grubundandır. Bunlardan bazılarının kafasının arkasındaki kapak, her iki yanda dışarı taşarak birer diken meydana getirir. Özle beslenen türler (Brochymena) enli ve sert yapılıdırlar.Renkleri de genellikle kahverengimsi veya koyu gridir. Ağaçların gövdelerinin ve dallarının üzerinde bulunur ve kolay kolay göze çarpmazlar. Uzunluğu 12 -13 milimetreyi geçen bazı irice türler, parlak yeşil renklidir. Bunlar çoğunlukla (Acrosternum) grubundandır.
PİS KOKULU YEŞİL BÖCEK
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Arthropoda (Eklem bacaklılar)
Sınıf: Insecta
Takım: Hemiptera
Alttakım: Heteroptera
Familya: Pentatomomorpha
Alt familya:Pentatomidae
Tür: Nezara
Cins: N. viridula
Tanımı ve Yaşayışı
Ergini 13-15 mm boyundadır. Nimfleri ergine benzer.Yeşil ile kahverengi arası renktedir. İlk dönemlerde toplu halde yumurta kümesinin çevresinde bulunurlar.Daha sonra dağılırlar. Ergin ve nimfler, bitkinin meyve yaprak ve gövdesinde beslenirler. Yılda 3 döl verirler.
Zarar Şekli
Bitki öz suyunu emerek beslenirler. Gelişmekte olan meyvelerde emgi yaptığı yerlerde açık sarı, beyazımtırak renkte lekeler oluşur. Büyümekte olan meyvelerde şekil bozukluğuna yol açarlar. Olgunlaşmış meyvelerde zarar gören kısmın rengi açılır, buruşarak çöker, normal dokuya nazaran daha sertleşir ve süngerimsi görünüm alır.
Zararlı Olduğu Bitkiler
Domates, biber, patlıcan, börülce ve fasulyede zararlıdır.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Kültürel Önlemler
Yabancı ot temizliği yapılmalıdır.Çayırlık ve ormanlık alanların yakınına sebze yetiştiriciliği tercih edilmemelidir.
Kimyasal Mücadele
Bitki başına 5 ergin+nimf olduğunda ilaçlama yapılmalıdır.
Green Stink Bug Eggs and Nymphs Chinavia hilaris - Chinavia hilaris
KIMIL BÖCEĞİ (Aelia rostrata)
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Arthropoda
(Eklem bacaklılar)
Alt şube: Hexapoda
Sınıf: Insecta
Takım: Hemiptera
Familya: Pentatomidae
Alt familya: Pentatominae
Oymak: Aelini
Cins: Aelia
Tür: A. rostrata
Binominal adı
Aelia rostrata
KIMIL ZARARLISI
Tanımı ve Yaşayışı
Baş üçgen şeklindedir ve ön kısmı sivridir. Orta kısımları koyu, kenarları açık kirli sarıdır.Üzerinde yan yana önden arkaya uzanan siyah ve kirli sarı çizgiler bulunur.Bacaklar kirli sarı renktedirler. Bu böcek etrafa pis koku salgılarlar.
Pentatominae? - Brochymena quadripustulata
Yılda bir nesil verirler.Kışı dağlarda meşe, geven, kirpi otu, vb. bitkilerin altlarında geçirirler. İlkbaharda hava sıcaklığı 20°C olduğunda, tarlaya göç ederler. Buğdayla beslenir, çiftleşir ve yumurta bırakırlar.Yumurtadan çıkan yavru, yeni nesil ergin böcek olur ve buğday hasadından sonra tekrar dağlara çıkarlar.
Zarar Şekli
Başta buğday olmak üzere, tüm buğdaygiller konukçularıdır. İlkbaharda hububat tarlalarına göç eden kışlamış kımıllar, henüz kardeşlenme döneminde olan buğdayı kök boğazı üstünden emerek kurt boğazı (göbek kuruması) zararı yaparlar.
Bu şekilde zarar görmüş buğday başak bağlamaz. Kışlamış kımıl erginleri, hububatın başaklanma döneminde başak sapını emerek, buğdayın dane bağlamasına engel olurlar. Bu zarar şekline " akbaşak” adı verilmektedir.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Kültürel Önlemler
Erkenci çeşitlerin ekimi yaygınlaştırılmalı,tarla iyi hazırlanmalı,nadas iyi yapılmalı,yabancı otlarla mücadele yapılmalıdır.
Hasadın mümkün olduğunca erken yapılmalıdır.Bölgede hububat başka ürünlerin yetiştirilmesine önem verilmelidir.Anız asla yakılmamalıdır.Tarla kenarlarına ağaç dikilmeli, mevcut ağaç ve çalılar korunmalıdır.
Picromerus bidens


ÇİYAN İLAÇLAMA
Çiyan, etkili bir zehre sahip olan ve omurgasız canlılar sınıfında incelenen bir böcek türüdür. Uzun ve ince bir vücut yapısına sahip olan çiyanlar, görüntü itibarı ile kırkayak böceğine benzerler. Çok tehlikeli ve çok etkili zehirleri olan çiyanların vücutları boğumlar halindedir ve her vücut boğumunda 2 çift ayak bulunur. Bu ayakların uçları aynı zamanda çok zehirlidir. Vücutlarının alt kısımlarında 100’ün üzerinde birçok ayak bulunan çiyan canlılarına, dünyanın her yerinde rastlanır. Boyları ortalama 30 cm kadar olan çiyan böceklerinin renkleri genellikle kırmızı, siyah, kahverengi, sarı ve mavidir. Fakat çiyanların boy ve renkleri türlerine göre değişmektedir. Çiyan böcekleri dağlık bölgeler ve çayırlık alanlarda yaşar. Bu alanlarda taşların altlarında, kayaların diplerinde, çalıların ve yaprakların altlarında bulunur.
Çiyan yuvasını toprağı kazarak açtığı deliklerin içlerine yapar. Sonbahar ve ilkbahar aylarında yağmurların sık yağması ile çiyanını yuvası bozulur ve çiyan kendisine güvenli bir yer bulmak amacıyla ev içlerine girer. Bina içlerinde çiyan öncelikle nemli bölgeler olan bodrum ve çatı gibi alanlara yerleşir. Bu alanlardan ev içlerine giren çiyan çok tehlikeli bir canlıdır. Etkili zehre sahip olan bir çiyanın bir insanı sokması durumunda hayati tehlike oluşmaktadır. Bu nedenle ev içinde çiyan böceğinin görülmesi durumunda acilen bir ilaçlama şirketi ile temasa geçilmelidir ve kesinlikle el ile temas edilmemelidir. Çiyan sokması durumunda insanlar kısmi felce uğrayabilir. Bu durum çiyanın zehri ile alakalı olarak ölümle dahi sonuçlanabilir. Öğle saatlerinde yuvalarında dinlenen çiyanlar, geceleri karanlık bastığında beslenmek amacı ile gezerler. Çiyan zehirlerinin etkisi yaşam alanlarına veya türlerine göre değişir. Örnek vermek gerekirse çöl ortamında yaşayan bir çiyan, diğer alanlarda yaşayan çiyanlara göre daha zehirlidir. Bu durum çöllerde yaşayan çiyan türlerinin suyu daha az tüketmeleri nedeniyle vücutlarında ki zehri atamalarından kaynaklanır.
Çiyan böceği doğal ortamlarda yaşayan küçük haşereler ile beslenir. Çiyan önce avını ısırıp felç eder ve etkisiz hale getirir. Daha sonra zehrin etkisi ile parçalara ayrılan avını yemeye başlar. Çiyan ısırması bu şekilde gerçekleşir. Çiyanlar tarafından ısırılan kişilerin vücutlarında ilk olarak şişme ve kızarıklık görülür bir süre sonra acı, kaşıntı, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma ve baş ağrısı gibi şikâyetler ortaya çıkar. Çiyan çiftleşme sonrası onlarca yumurta bırakır. Ortam sıcaklığının etkisine göre olgunlaşan çiyan yumurtalarından yavrular çıkar. Çiyan ısırmasının ardından yapılması gereken ilk müdahale yaranın birkaç cm üzerinden sıkıca bağlamak ve bu yolla kan akışını yavaşlatmaktır. Kişi acilen bir hastaneye ulaştırılması gereklidir. Çıyan böcekleri insanlar için oldukça zararlı canlılardır. Bu nedenle çiyan görüldüğü anda çiyan ilaçlaması ile yok edilmesi gereken bir canlıdır. Ferdi olarak çiyan ilaçlaması yapmak çok tehlikelidir ve hayati önem taşır.
Çiyan ilaçlaması yapmak profesyonel ilaçlama şirketlerinin işidir. Okka Grup böcek ilaçlama firmamızın kullanmış olduğu ilaçlardır etkili ilaçlar olup, bu ilaçlar ziraat mühendisleri tarafından özel olarak hazırlanmaktadır. Okka Grup böcek ilaçlama şirketimiz çiyan ilaçlama hizmeti ile sizlere günün her saati hizmet vermektedir.
3–10 cm büyüklüğünde 2-8 mm eninde yassı halkalı etrafında 17 çift anteni olan zehirli canlılardır. Gündüzleri evlerin nemli, loş ve karanlık yerlerinde, taş altlarında, deliklerde gizlenirler. Geceleri dolaşır, böcek ve solucanlar ile beslenir, insana saldırmazlar.
"Çıplak ayakla dolaşırken, terlik, ayakkabı giyerken sokarlar. Isırdığı yerde bir birine benzeyen iki tane koyu renkte iz görülür ve örümcekteki gibi zehirlenme belirtileri ortaya çıkar."
KONTROL ÖNLEMİ:
Üredikleri kulübe ve evler boşaltılır içerisi ve dışarısı ile üreme yerleri kalıcı ilaçlarla ilaçlanır. Isırılan yer hızla emilir gerekirse ısırık yeri biraz kanatılır. Yaraya amonyak sürülür ve doktora getirilir.
Genel olarak katlarda, balkonlarda, bodrumlarda, rutubetli ortamlarda, yaprakların altında ve gübrelik alanlarda yaşarlar. Boyları 3 ile 7 cm arasında değişmektedir. Sıcak, nemli ve saklanabilecekleri yerleri tercih ederler. Yumurtadan çıktıktan sonra ergin hale gelmeleri 75 -150 gün arasında değişmektedir. İç ve dış alanlarda yuvaları, yaşam alanları tespit edilmeli ve periyodik olarak ilaçlama yapılmalıdır.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Kırkayaklardan kurtulmanın tek yolu profesyonel bir şekilde ilaçlama yapılmasıdır.
KURT BÖCEĞİ İLAÇLAMA
Kurt Böceği, Dünyanın hemen her yerinde geviş getiren hayvanların ender olarak da insanın safra yollarında yerleşerek hastalık etkeni olan bir trematoddur. Morfoloji Fasciola hepatica, şekli yaprağa benzeyen yassı bir helminttir. Ön kısmında, koni biçiminde bir kısım, bundan sonra genişleme vardır. Helmint, ortalama 3 cm boyunda ve 1 cm eninde olup orta kısmı sarımsı kahverengi, kenarları koyu gri renktedir. Ön kısmında birbirine yakın bulunan 1-1.5 mm kadar çapında ağız ve karın çekmenleri, vücut yüzeyinde dikenler vardır.
KURT BÖCEĞİ ÇEŞİTLERİ
Fasciola hepatica: Kurt Böceği birçok türde görülebilir. Bunlardan bir tanesi de latince ismi ile Fasciola hepatica, koyunlarda beş yıl ya da daha uzun süre canlı kalabilir. Besinlerini vücut yüzeyinden alır. Fasciola hepatica yumurtaları oval şekilde, ortalama 140x80µ büyüklüğünde ve kapaklıdır. Yumurtladıkları zaman içerisinde embriyon yoktur. Ortada yumurta hücresi ve bunun etrafında vitellus hücreleri bulunur.
Fascioliasis hepatica: Bir başka kurt böceği türü olan Fascioliasis hepatica'da (fasyolyaz) klinik tanı zordur. Laboratuvar tanısı kesindir.
KURT BÖCEĞİ
Bu da dışkıda veya duodenumdan sondayla alınan muayene maddesinde Fasciola hepatica yumurtalarının, ender olarak dışkıda helmintin kendisinin görülmesiyle olur. Hasta, Fasciola hepatica'nın son konağı olan koyun, sığır gibi hayvanların infekte karaciğerini yemişse dışkısında bu helmintin yumurtalarına rastlanabilir (yalancı parazitlik). Kuşku uyanan böyle bir durumda en az üç gün hastanın karaciğer (et) yememesi önlenir ve inceleme tekrarlanır.
Dicrocoelium dendriticum: Kurt böceği türlerinden Dicrocoelium dendriticum, lanset biçiminde olup 5-15mm boyunda ve 1,5-2,5mm enindedir. Ağız ve karın çekmenleri vardır. Kapaklı olan yumurtalar ortalama 40x25µ büyüklükte, oval ve kahverengi. Bunlar dışkıyla çıkarıldıkları sırada içlerinde mirasidyum vardır. Son konağın dışkısıyla çıkan ve içinde mirasidyum bulunan yumurta, karada yaşayan belirli bazı yumuşakçaların vücudunda önce sporokist, redya, serkaryalar meydana gelir. Yumuşakçanın solunum sisteminde serkarya bir araya gelerek etrafları müküsle çevrilir. Salyangoz hareket ederken bu yapışkan ve 10-15 serkaryadan olan topak bitkiler ve taşlar üzerine bırakılır.


MEYVE SİNEĞİ İLAÇLAMA
Meyve Sineği, bilimsel adı Drosophila olan küçük bir sinek cinsidir. Üyeleri ayrıca şarap sineği, sirke sineği, üzüm sineği ve posa sineği olarak da adlandırılır.
Olmuş ya da olmamış meyvelerle beslenen bir tür olan Tephritidae familyasının üyelerine de meyve sineği adı verilir. Genetik araştırmalarda özellikle Drosophila melanogaster model organizma olarak kullanılmaktadır. Drosophila ve Meyve sineği terimleri genellikle Drosophila melanogaster ile aynı anlamda kullanılmasına rağmen Drosophila cinsi; davranışlarında, görünüşlerinde ve üreme ortamlarında farklılıklar taşıyan yaklaşık 1500 türü içinde barındırır.
MORFOLOJİ
Küçük sineklerden oluşan Drosophila cinsinin üyelerinin renkleri soluk sarıdan kırmızı-kahverengiye ve hatta siyaha doğru değişiklik gösterir. Tümünün gözleri kırmızıdır ve çoğu türünün kanatlarında belirgin şekilde göze çarpan siyah desenler yer alır. Çoğu oldukça küçüktür (2–4 mm arası), acak bazıları, özellikle de Hawai türü olanlar bir ev sineğinden daha büyük olabilir.
MEYVE SİNEĞİ ÜREMESİ
Meyve Sineği Drosophila çiftleşmek için karşı cinse çağrıda bulunurken kanatlarını kullanır. Erkek meyve sineği dişiye yakın bölgede, dişinin tüyle kaplı kanatlarının düzlemine dik açı yapacak şekilde yerini alır. Daha sonra bir ya da iki kanadını, türe göre 160 ile 300 hertz arasında değişen bir hız frekansıyla ona doğru çırpar. Meyve Sineği'nin minik kanatlarının titreşimiyle çok zayıf bir ses çıkar. Dişi sinek bu sinyali algılar tanır. Araştırmalara göre, havanın hareket biçimi, sineğin anteninin kökünde yer alan ve johnston organı adı verilen bir doku içindeki duyu hücreleri tarafından algılanır ve dişi tarafından çözümlenir. Oldukça karmaşık bir şekilde düzenlenmiş olan bu organda 30.000'e yakın duyu hücresi olduğu için bu karmaşık sistemin işleyişi biyologlar tarafından henüz açıklanamamıştır.
